16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/273 Karar No: 2018/5004 Karar Tarihi: 24.09.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/273 Esas 2018/5004 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar tarafından tapu kaydı nedeniyle tespit ve tescil edilen taşınmazın kadastro tespitinde yüzölçümü artırılmış ve Hazine adına tescil edilmesi gereken fazlalık için tapu iptali ve tescil istemiyle dava açılmıştır. Ancak, daha önce kesinleşen dava ile derdest olan davanın sebebinin aynı olmadığı ve hak düşürücü sürenin dolu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali için açılan daha önceki davada, miktar ve tersimat hatası bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kanun maddesi gereği, kesin hüküm kabul edilebilmesi için daha önce kesinleşen dava ile derdest olan davanın sebebi ve konusunun aynı olması gerekir. Bu nedenle, Hazine adına tescil edilmesi istenen fazlalık için açılan dava reddedilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi ise, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde açılmayan davaların hak düşürücü olduğunu belirtmektedir. Kanun maddesi gereği, hak düşürücü süre geçtiği için davanın reddine karar verilmiştir.
16. Hukuk Dairesi 2016/273 E. , 2018/5004 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVATÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... İli ... Köyü çalışma alanında bulunan 298 parsel sayılı 39,000.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle tarla vasfıyla ... ve arkadaşları adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, Kadastro Müdürlüğünün yaptığı düzeltme neticesinde parselin yüzölçümünün 51.141,59 metrekareye çıkarıldığını, miktar fazlası kısım için tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi ile taşınmazın yüzölçümünün 39.000,00 metrekareden 51.141,59 metrekareye yükseldiğini ve düzeltme ile oluşan fazlalığın Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini açıklayarak dava açmıştır. Mahkemece, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 11.02.2015 tarihinde kesinleşen 2013/594 Esas, 2014/364 Karar sayılı ilamının taraflar arasında kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kesin hükmün varlığından söz edilebilmesi için; daha önce kesinleşen dava ile derdest olan davanın taraflarının, dava konusunun ve sebebinin aynı olması gerekir. Somut olayda, kesin hüküm kabul edilen dava dosyasında Hazine çekişmeli taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali için dava açmış mahkemece, bu madde kapsamında düzeltilebilecek teknik nitelikle sınırlandırma, miktar ve tersimat hatası bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki davada ise davacı Hazine, çekişmeli 298 parsel sayılı taşınmazın 51.141,59 metrekarelik bölümünün miktar fazlasının tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili isteminde bulunmuştur. Bu durumda her iki davanın sebebinin aynı olduğundan ve kesin hükmün varlığından söz edilemez. Ancak tapu kaydının iptali istenen 298 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 01.10.1977 tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre geçmiş olup, red kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün, gerekçesi belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.