10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/21277 Karar No: 2018/1971 Karar Tarihi: 12.03.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/21277 Esas 2018/1971 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/21277 E. , 2018/1971 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; dosya kapsamında, borçlusu dava dışı şirket olan ödeme emirlerinin mevcut olduğu, ödeme emirlerinin şirket adına davacıya tebliğ edildiği, davacı adına borç tahakkuku yapıldığına ve ödeme emri düzenlendiğine dair herhangi bir bilgi ve belge olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, şirket adına olan ödeme emirlerinin kendisine tebliği üzerine Kuruma gittiğini, kendi adına da borç tahakkuk ettirildiğini öğrenmesi üzerine zamanaşımına uğramış şirket prim borçlarından borçlu olmadığına dair işbu davayı açtığını beyan etmektedir. Davacının, şirket kuruluşu olan 2000 yılından itibaren ilk on yıl şirket müdürü olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, Kurumdan; dava dışı şirketin prim borcundan dolayı davacı adına borç tahakkuku yapılıp yapılmadığı, ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği ve bu ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edilip edilmediği sorulmalı, ödeme emri ve tebligat evraklarının asılları celp edilmeli, borç tahakkukunun olması veya davacı adına düzenlenmiş ödeme emri olması ancak işbu dava tarihinden sonra tebliğ edilmiş olması halinde dava menfi tespit davası olarak değerlendirilerek davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek sonucuna göre karar verilmeli, davacı adına düzenlenmiş ödeme emirlerinin davacıya işbu dava tarihinden önce tebliğ edilmiş olması halinde 7 günlük süre içinde ödeme emrinin iptali davasının açılıp açılmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Davacı adına borç tahakkukunun olmaması halinde hukuki yarar yokluğu gözetilerek karar verilmelidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.