Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10998
Karar No: 2017/2873
Karar Tarihi: 10.04.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/10998 Esas 2017/2873 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, ortaklığın giderilmesi için davalıya dava açmıştır. Mahkeme, davanın kabulü ile ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar vermiştir. Ancak davalı vekili, kesin süre içerisinde yapılması gereken işlemlerin usulüne uygun olarak yapılmadığı gerekçesiyle temyiz talebinde bulunmuştur. Mahkeme tarafından verilen kesin sürenin yeterli ve elverişli olması, keşif giderlerinin ayrıntılı olarak saptanması, kesin sürenin sonuçlarının açıklanması gerektiği belirtilerek hükmün bozulması gerektiği kararına varılmıştır. Kanun maddeleri olarak; HMK’nun 90. maddesi ve 94. maddesi örnek gösterilmiştir. HMK’nun 90. maddesi, sürelerin kanunda belirtilir veya hakim tarafından tespit edilebileceğini, sürenin hakim tarafından artırılamayacağı veya eksiltilemeyeceğini ancak haklı sebeplerle artırılabileceğini ve tarafların dinlenerek karar verilebileceğini hükme bağlamaktadır. HMK’nun 94. maddesi ise kanunun belirlediği sürelerin kesin olduğunu belirterek tayin edilen süre geçmiş olan tarafın yeniden süre isteyebileceğini ancak bu şekilde verilecek
14. Hukuk Dairesi         2015/10998 E.  ,  2017/2873 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.04.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, dava konusu 443 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, husumet itirazlarının olduğunu, davanın kurumlarınca taşınmazın satıldığı ..."ya yöneltilmesi gerektiğini ve davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun 90. maddesinde "süreler, kanunda belirtilir veya hakim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler." hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı yasanın 94. maddesinde "kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar." hükmüne yer verilmiştir.
    Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın

    kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
    1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
    2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
    3-Yapılacak iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
    4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
    Davalı vekilinin arzın ve üzerindeki muhdesatın değerlerine itiraz ettiği, dolayısı ile muhdesat oranının hatalı hesaplandığını ileri sürdüğü, mahkemece anılan itiraz doğrultusunda yeni keşif yapılmasına karar verildiği, bu doğrultuda mahkemece davalı vekilinin bulunmadığı 09.02.2015 tarihli duruşmada keşif kararı, 18.03.2015 tarihli duruşmada ise keşif giderlerinin yatırılması için davalı vekiline kesin süre verildiği ancak duruşma tutanaklarının davalı vekiline tebliğ edilmediği ve ihtarat yapılmadığı anlaşılmıştır.
    Keşif için kesin süre verildiğinde ara kararında yapılması gereken işlerin neler olduğunun tam bir açıklıkla belirtilmesi, sürenin yeterli ve elverişli olması, keşif giderlerinin (hakim ve mahkeme personelinin yol tazminatını, taşıt giderlerini, tanık ve bilirkişi ücretlerini ve bunlara çıkarılacak davetiye giderlerini kapsayacak biçimde) ayrıntılı olarak saptanması, kesin sürenin sonuçlarının açıklanması gerekli iken bu yönler gözetilmeden usulüne uygun olarak verilmeyen kesin süreye ilişkin ara kararın gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle davalı tarafın keşif talebinden vazgeçtiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi