19. Hukuk Dairesi 2016/3684 E. , 2016/14442 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili tarafından bedeli ödenmiş olan 45.000 TL bedelli bononun davalı tarafından iade edilmeyerek, dava dışı..."e devredildiğini, ciro yoluyla hamil olan..."in ödememe protestosu çektiğini, müvekkilinin bedelsiz kalmış bono nedeniyle haksız yere icra tehdidi altında bulunduğunu ileri sürerek, bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı vekilinin 20/01/2015 havale tarihli dilekçesinde davadan vazgeçtiklerini bildirdiği, davacının beyanı açık bir feragat içermediğinden davayı geri alma iradesi taşıdığı kanaatine varılarak davalı tarafa iki haftalık kesin sürede davanın geri alınmasına yönelik beyanlarını bildirmesi, aksi halde davanın işlemden kaldırılacağına ilişkin ihtarda bulunulduğu, davalı vekili tarafından sunulan 21/04/2015 tarihli dilekçede, davanın geri alınmasına muvafakatleri bulunmadığını bildirdiği, 10/09/2015 tarihli ara karar ile, davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davanın 3 aylık yasal süresinde yenilenmediği gerekçeleriyle, 10/10/2015 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
HMK"nın 123. maddesi hükmü gereğince vazgeçme karşı tarafın kabulüne bağlıdır. Davalı mahkemece kendisine tanınan kesin süre içinde vazgeçmeyi kabul etmediğini bildirmiştir. Bu durumda mahkemece davanın devamı için işlem yapılarak taraflara ön inceleme duruşma günü tebliğ edilerek, davanın taraflarca takip edilip edilmeme durumuna göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09/11/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı, duruşma haricinde verdiği dilekçeyle davadan vazgeçtiğini beyan etmiştir.
Uyuşmazlığın konusu, “vazgeçme” kavramından ne anlaşılması gerektiğine ilişkindir.
Bidayet mahkemesi ve sayın çoğunluk bunu “davayı geri bırakma” şeklinde algılamak gerektiği hususunda hemfikirdir.
6100 sayılı HMK’ da “davayı geri bırakma” ile “feragat’ haline ilişkin açık hüküm bulunmasına rağmen “vazgeçme” hususunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Vazgeçme beyanının huzurda yapılması halinde; davacının gerçek iradesinin ortaya çıkarılması yönünde ek izahat istenmesi mümkündür. Ancak bu beyanın duruşma haricinde sunulan dilekçeyle dile getirilmesi halinde, hakimin nasıl bir yöntem izleyeceği ile ilgili tereddütlerin aşılması gerekmektedir.
“Galat-ı meşhur, lügat-i fasihten evladır” deyiminden hareketle genel sözlük manasına bakılmadan evvel hukuk dilindeki karşılığını aramakta fayda vardır.
Teorik tartışmalar bir yana, kavramın hangi manada kullanıldığına dair HMK metni üzerinden kavram taraması yaptığımızda “vazgeçme” kelimesinin üç ayrı maddede yer aldığını görmekteyiz.
Delilden vazgeçme
MADDE 196- (1) Delil gösteren taraf, karşı tarafın açık izni olmadıkça, o delile dayanmaktan "vazgeçemez."
MADDE 213- …
(3) Bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesinden önce, tarafların sahteliğe ilişkin iddialarından "vazgeçmeleri" hâlinde, hâkim, tazminattan indirim yapabileceği gibi tazminata hükmetmeyebilir.
Davadan feragat
MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen "vazgeçmesidir."
Bu üç madde metni bir bütün halinde değerlendirildiğinde “vazgeçme” kelimesinin daha çok “feragat” manasında zikredildiği anlaşılmaktadır. Hatta kanun koyucu HMK. 307’ de düzenlenen “feragat” müessesini tarif ederken açıkça “vazgeçme” olarak tarif ettiği görülmektedir.
“Vazgeçme” kavramının hukuk dilindeki karşılığını tartıştıktan sonra, başvuracağımız ikinci bilimsel kaynak da Türk Dil Kurumu sözlüğü olmalıdır.
TDK. Sözlüğünde Arapça kökenli “feragat” için; “hakkından kendi isteğiyle vazgeçme” şeklinde açıklama yer alırken, “vazgeçme” kelimesi için de: “kendi hakkı saydığı bir şeyi artık istemez olmak” açıklamasına yer verildiği görülmektedir.
Tüm bu sayılan gerekçeler doğrultusunda önüne “şimdilik” eki almadığı müddetçe “davadan vazgeçme” kavramının feragat şeklinde anlaşılmasının daha isabetli olacağı kanaatiyle aksi yönde tezahür eden sayın çoğunluğun bozma görüşüne gerekçe yönünden iştirak etmiyorum.