22. Hukuk Dairesi 2017/22289 E. , 2018/11352 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalılardan Meram ... Dağıtım A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenler nezdinde 01.02.2014-20.03.2014 tarihleri arası ekip şefi olarak çalıştığını, işçilik alacaklarının ödenmediği beyanla ücret, fazla mesai ve hafta tatili alacaklarını istemiştir.
Davalıların cevaplarının özeti:
Davalı .... vekili, diğer davalı ile aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, işin tamamının anahtar teslimi olarak diğer davalıya ihale edildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Proje Danışmanlık Elk. İnş. San. Ltd. Şti. vekili, davacının müvekkili firma nezdinde çalışmasının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davacı ve davalı ....... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Anayasamızın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlıklı 141. maddesinin 3. fıkrasında; ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Aynı kural 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde de tekrarlanmış; 294/3. maddesinde de “hükmün tefhimi hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur.” 298/2 maddesinde ise “gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi ... ve kanunlarda yer alan kurallara açıkça aykırılık oluşturur.
Mahkemece tefhim edilen kısa kararda, dava konusu alacakların bir kısmının davalıdan bir kısmının davalılardan tahsiline hükmedildiği halde sonradan yazılan gerekçeli kararın hüküm fıkrasında tüm alacakların davalılardan tahsiline hükmedilerek kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 10/04/1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 kararı gereğince kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma sebebidir. Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi sebebiyle kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de dava konusu fazla mesai ve hafta tatili alacakları hakkında %45 oranında indirim yapılması ve Ordu Ticaret Odası tarafından bildirilen emsal ücretin değerlendirilmemesi isabetli olmamıştır. Davacının çalışma şekli, işin düzenlenmesi ve fazla çalışma miktarı gibi hususlar göz önünde bulundurularak dosya kapsamına uygun makul bir oranda indirim yapılması ve Ordu Ticaret Odası tarafından bildirilen aylık net 1.600,00TL emsal ücretin değerlendirilmesi gerekir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.