20. Hukuk Dairesi 2019/6457 E. , 2020/422 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalı ... Konut İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tüzel kişiliği adına kayıtlı olan, ... ilçesi, ... köyü eski 13980, 13981 ve 13982 parsel sayılı taşınmazlar, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 12525 ada 1, 12526 ada 1 ve 12528 ada 1 parsel sayısı ve sırasıyla 40050,00 m2, 10400,00 m2 ve 14100,00 m2 yüzölçümü ile malik haneleri “Tapu kütüğünde olduğu gibidir” şeklinde tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazların, Devlet ormanı sınırları içinde kalmasına rağmen, tarla olarak yazıldığı, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı iddiasıyla tesbitin iptali istemiyle dava açmıştır.
Kadastro mahkemesince, davalı aleyhine açılan ve sübut bulmayan davanın reddine; 12525 ada 1, 12526 ada 1 ve 12528 ada 1 parsel sayılı taşınmazları yenileme tespit çalışmalarındaki gibi tapu kütüğüne aktarılarak tesciline, mülkiyet ve tasarruf iddiası yönünden dava dilekçesinin görev yönünden reddine; mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hükmün davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 30.01.2014 tarih ve 2013/10143 E. - 2014/1386 K. sayılı ilâmı ile onanmasına karar verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine, Orman Yönetiminin mülkiyete yönelik açtığı davada verilen görevsizlik kararı nedeniyle genel mahkemeye aktarılmıştır.
Asliye hukuk mahkemesinde yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile; 12525 ada 1 parsel sayılı taşınmazın harita mühendisi tarafından düzenlenen 04.06.2013 tarihli raporda (A), (B), (C), (D), (E), (F), (G), (H), (I), (J), (K) ve (L) harfleri ile gösterilen kısımların, 12526 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A), (B), (C), (D), (E) ve (F) harfleri ile gösterilen kısımların, 12528 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A), (B), (C), (D), (E), (F) ve (G) harfleri ile gösterilen kısımların dava konusu parsellerden ifraz edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi tarafından dava konusu 12525 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak ve davalı tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine 20. Hukuk Dairesinin 24.12.2015 tarih, 2015/10577-13135 E.K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında ‘‘Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Hükme dayanak yapılan uzman orman bilirkişi tarafından düzenlenen rapora ekli krokide orman tahdit sınır (OTS) noktası gösterilmediği için rapor taşınmazın tahdit
haritasına göre konumunu denetlemeye yeterli değildir. Bilirkişinin yetersiz raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 6 ya da 7 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.’’ gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, ... ili, ... ilçesi ... mahallesi 12525 ada 1 parselin 04.06.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D), (E), (F), (G), (H), (I), (J), (K), (L), (M), (N) harfleri ile gösterilen kısımlarının, 12526 ada 1 parselin (A), (B), (C), (D), (E), (F) harfleri ile gösterilen kısımlarının ve 12528 ada 1 parselin (A), (B), (C), (D), (E), (F), (G) harfleri ile gösterilen kısımlarının ifraz edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ile orman niteliğiyle tescili istemine ilişkindir.
Yörede, 29/11/2007 tarihinde ilân edilen 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, 21/01/1967 tarihinde kesinleşmiş genel arazi kadastrosu ile 17/01/2013 - 15/02/2013 tarihleri arasında ilân edilen 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan düzeltme çalışmaları vardır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Orman kadastrosuna ilişkin tutanak ve haritalar ile aplikasyon ve 2/B uygulama tutanakları getirtilmediği için hükme dayanak yapılan uzman orman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor taşınmazın tahdit haritasına göre konumunu denetlemeye yeterli değildir. Bilirkişinin yetersiz raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle yörede yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulamasına ilişkin tutanak ve haritalar eksiksiz biçimde getirtildikten sonra ve önceki bilirkişiler dışında üç orman mühendisi ve fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan orman kadastrosu, aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın
orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, çizilen krokide, orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde haritaları ve mutabakat raporu ile kabul edilen hatlar ayrı ayrı gösterilerek, haritalar ile tutanakların uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.