Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/13376
Karar No: 2021/9162

Nitelikli cinsel saldırı - nitelikli yağma - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/13376 Esas 2021/9162 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2021/13376 E.  ,  2021/9162 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
    HÜKÜM : Sanıkların atılı suçlardan mahkumiyetlerine dair Bodrum Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 21.03.2019 gün ve 2018/108 Esas, 2019/125 Karar sayılı hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınıp, 5271 sayılı CMK"nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız yapılan incelemede dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
    Sanıklar haklarında nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları ve sanıklar ... ile ... haklarında ayrıca nitelikli yağma suçlarından kurulan hükmün incelenmesinde;
    5271 sayılı CMK"nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen yargılama neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK"nın 302/1. madde ve fıkrası gereğince esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
    Sanıklar ..., ... ile ... haklarında nitelikli yağma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
    Sanık ... yönünden yapılan değerlendirmede,
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Sanık ..."un ifadesinin alınması amacıyla polis merkezi amirliğinde beklediği esnada herhangi bir arama kararı olmaksızın suça konu senetlerin yerini kolluk kuvvetlerine söylemesi üzerine belirtilen yerde senetlerin ele geçtiğinin 14.11.2017 tarihli tutanak içeriğinden anlaşılması karşısında, ilk derece mahkemesince sanık hakkında müsnet suçtan belirlenen temel cezada etkin pişmanlığa ilişkin 5237 Sayılı TCK’nın 168/3. maddesi ile indirim yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Sanıklar ... ile ... açısından yapılan değerlendirmede ise, mağdurun aşamalardaki beyanları, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, adları geçen sanıkların, olay gecesi personel olarak çalıştıkları bara gelen mağdura karşı iş yeri yetkilileri olan diğer sanıklar ..., ... ve ... tarafından işlenen nitelikli yağma suçuna iştirak ettiklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında, ilk derece mahkemesinin sanıklar ... ile ..."la ilgili kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
    Kanuna aykırı, sanıklar ..., ... ile ... müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 03.10.2019 gün ve 2019/1945 Esas, 2019/36 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre nitelikli yağma suçundan tutuklu bulunan sanıklar ... ile ..."ın bu suçtan TAHLİYELERİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü bulunmadıkları takdirde derhal salıverilmelerinin temini hususunda en seri vasıtayla mahalline bilgi verilmesi için ilgili yerlere yazı gönderilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmesine, 11.11.2021 tarihinde üye ..."un kısmi karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Bodrum ... Mahallesindeki ... 11.11.2017 günü gece saat 04:00 sıralarında bira içmeye giden mağdurun uyuşturucu hap almak için bir miktar para verdiği işyeri işleticisi ...’in peçete içinde nane şekeri vermesi üzerine konuşmak için yanına gelen mağduru sanık ... ile birlikte zorla ofis olarak kullandıkları yere götürüp döverek ve bıçakla tehdit ederek üç adet senet imzalattıkları, sanık ...’ın da katılmasıyla birlikte soydukları mağdurun anüsüne bira şişesi, rakı bardağı sokmaya çalışıp görüntülerini çektikleri ve en son sanık ...’in sanıklar ... ve ...’dan havuç isteyip anüse zorla soktuğu, sanık ...’in isteği üzerine çıplak mağdurun arkasına geçen sanık ...’ın cinsel organını anüsüne sürterek sanık ...’ın da giysilerini çıkarmadan mağdurun anüsüne cinsel organını sürttüğü, mağdurun annesini cep telefonundan aradıkları olayda sanıkların mağduru zorla bir oda içinde tutarak hürriyetini kısıtlama, cisim veya organ sokarak nitelikli cinsel saldırı ve sanıklar ..., ... ve ...’un da işyerinde gece, silahla, birden fazla kişi ile birlikte senet yağması suçlarını işlediklerinden cezalandırılmalarında; ilk derece mahkemesinin, birden fazla kişinin birlikte işlediği cisim sokarak nitelikli cinsel saldırı suçundan verdiği cezayı bir de zincirleme suç hükümlerinden dolayı artırması ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda cinsel amacı bir de cezayı artırmada kullanması mükerrer cezalandırma yasağını ihlal ettiği için sayın çoğunluk görüşünden farklı düşünüyorum.
    I-) Birden fazla failin birlikte işlediği cinsel saldırı suçunda zincirleme suçtan cezada artırım yapılması;
    Cinsel saldırı veya cinsel istismar suçunu birden fazla kişinin birlikte işlemesi halinde faillerden her biri cinsel saldırı veya istismar suçundan ve yine ayrıca birlikte suçu işlemekten cezalandırılıp sonrada birbirlerinin fiiline iştirak ettikleri gerekçesiyle zincirleme suç hükümlerine göre bir daha cezalandırılmaktadır. Bu şekilde sürdürülen uygulama cinsel saldırı veya istismar suçu faillerinin "çifte cezalandırılması"na yol açmaktadır. Birden fazla kişinin birlikte işlediği cinsel saldırı veya istismar suçlarında "zincirleme suç hükümlerinin tatbikini gerektiren şartlar oluşmamaktadır.
    A-) Zincirleme suçun şartlarının oluşmaması;
    Cinsel istismar veya saldırı suçları, bazen iştirak iradesi altında birden fazla kişinin önceden verdikleri karar ile işlenmektedir. Birden fazla kişinin suç işlemede işbirliği, mağdurun üzerinde faillere suç işleme kolaylığı sağlamakta ve mağduru faillerin etki altına alması kolaylaşmakta, direnç göstermesini önlemekte, direnç gösterse bile bu mukavemetin aşılması ve suçun işlenmesi kolaylaşmaktadır. Bu nedenlerle kanun, birden fazla kişinin birlikte işlediği cinsel saldırı veya istismar suçunda bu durumu cezada bir artırım nedeni olarak düzenlemiştir. Suçun temel cezası, birden fazla kimsenin birlikte işlediği cinsel saldırı veya istismar suçunda TCK"nun 102/3-d veya 103/3-a fıkrasına göre yarı (1/2) oranında artırım gerektirmesi etkili ve ağır bir sonuç doğurmaktadır. Ancak bununla yetinilmeyerek içtihatla sanıkları daha ağır şekilde cezalandırma sonucu doğuran bir uygulama geliştirilmiştir. Birden fazla kişinin birlikte işlediği cinsel saldırı veya istismar suçlarında faillerin suçunun tek olmadığı, her bir failin suçunun müstakil olduğu, ayrı suçlara faillerin ayrıca iştirak ettiği, her bir fail hakkında kendi işlediği suça ek olarak diğer failin suçuna da iştiraki nedeniyle birden fazla kez suç işlediği kabul edilmektedir. Bu fikir yürütme sonucunda da birlikte cinsel saldırı veya cinsel istismar suçunu işleyen faillerin her biri hakkında ayrıca TCK"nun 43/1. fıkrasından da ceza artırılmaktadır. Bu uygulama hukuken şu gerekçelerle isabetli değildir;
    1-) Zincirleme suçtan dolayı faile verilen cezayı en az 1/4 ve en fazla 3/4 oranında artırabilmek için "aynı suçun değişik zamanlarda aynı kişiye karşı birden fazla kez işlenmesi" gerekir. TCK"da zincirleme suç ile ilgili kurallar failin lehine konulmuş hükümlerdir. Gerçekte failin aleyhine sonuç veren ve cezayı ağırlaştıran her hareketin bir neticesi ve suç kabul edilen her neticeye bir ceza verilmesi ilkesine zincirleme suç istisna getirmektedir. Bütün ceza kanunlarında failin lehine cezaların adaletli ve hakkaniyetli verilmesini sağlamak amacıyla düzenlenen bu kurumun failin aleyhine sonuç verecek şekilde yorumlanması ve uygulanması kurumun kanuna konuluş mantığıyla bağdaşmamaktadır.
    2-) TCK"nun 43/1. fıkrasında düzenlenen zincirleme suç ancak "farklı zamanlarda işlenen suçlarda" uygulanabilir. Birden fazla kişinin birlikte bir mağdura karşı işlediği cinsel saldırı veya istismar suçunda zaman farkı yoktur. Suça iştirak eden failler, tek bir suç işledikleri halde müstakil suçlar işlemiş gibi muameleye tabi tutulmaktadırlar. Farklı zamanlarda işlemesi halinde uygulanacak artırımın aynı yerde ve zamanda birbirinin peşi sıra faillerin birbirinden destek alarak işledikleri ve hukuki anlamda tek fiil sayılabilecek suçun farklı suçlar gibi ayrıştırılıp daha fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
    3-) TCK"nun 102-105. maddeleri arasında düzenlenen cinsel dokunulmazlığa karşı suçların cezaları işlenen fiile göre oldukça ağırdır. Yorum ve uygulama kolay ve basit olmalı, cezayı suçla orantısız şekilde daha da artırmamalıdır. Kanunda açıkça cezayı ağırlaştıran bir sebebe yer verilmemişse yorumla aleyhe fiili durumlar yaratılmamalıdır. Birden fazla kişinin birlikte suç işlemesini düzenleyen TCK"nun 102/3-d veya 103/3-a fıkrasının uygulandığı halde faillere ayrıca TCK"nun 43/1. fıkrasından ceza artırımı uygulanmamalıdır. Bu uygulama otomatik ve zorunlu hale getirilerek cinsel suç faillerinin çok ağır şekilde cezalandırılması hukukun genel ilkelerine, suç ile cezanın orantılılığına, insancıl ve insaflı uygulamaya aykırıdır. Zincirleme suçun kanunda düzenlenmesinin mantığı, failin lehine olarak aynı irade altında farklı zamanlarda birden fazla işlenmiş fiilleri toplayarak daha az ceza verilmesini temin etmektir. Fail lehine sonuçlar elde etmek için kanuna eklenmiş bir kurum, amacı dışında bir yerde kullanılarak cezayı artırmaya vasıta yapılmamalıdır. Kanundaki ceza müesseselerinin bu şekilde amaç dışı istismar edilmesi vahim bir yargı hatasıdır. Bu hatalı uygulamanın savunulabilir hukuki tutarlığı yoktur.
    4-) Failin işlediği fiilin tekliğinin kabul edilmesi kuraldır. Zincirleme suç, istisna olup asıl uygulama cezada hiç artırım yapılamamasıdır. Aynı mağdura karşı bir suçun birden çok kez işlendiği açık ve kesin ise ancak o zaman zincirleme suçun uygulanması mümkündür. Birden fazla failin birlikte işlediği cinsel saldırı suçunun tekliğinin kabulü asıl ve zorunludur. Suçun iştirak iradesi altında birden çok kişi tarafından birlikte işlenmesi kanunda cezayı artıran bir sebep olarak zaten yer almaktadır. Birden çok failin birlikte işlediği tek bir neticenin iki farklı suç işlenmiş gibi bölünerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanması doğal bir gerçekliği ifade etmemektedir.
    5-) Zincirleme suçun uygulanabilmesi için "amaçta ve zamanda birlik" kriterine göre "failin kastının yenilenmesi" gerekir. Birlikte suç işleyen faillerin kastı hiç bir şekilde yenilenmemektedir. İştirak iradesi altında hareket eden failler birlikte suçu işlemekte ve tek bir netice ortaya çıkmaktadır. Faillerin kastı ancak aradan belli bir süre geçtikten sonra aynı mağdura karşı yeni bir kast ile cinsel saldırı veya istismarda bulunmaları halinde yenilenmiş olur. Yani aynı mağdura karşı en az iki farklı zamanda birlikte faillerin cinsel suçu işlemeleri halinde yenilenmiş kast olabilir. Kaçırdıkları mağdura aynı zaman dilimi içinde aynı yerde sırayla tecavüz etmekte yenilenmiş bir kast olmayıp faillerden birinin tecavüz sırasında diğerini beklemesi ayrı bir suça iştirak değildir. Failin kastı yenilenmediği için faillerin zincirleme suçtan da sorumlu tutulmamaları gerekir.
    6-) Zincirleme suçun oluşabilmesi için gereken "değişik zaman" kavramı içtihatla açıklığa kavuşturulmalıdır. Cinsel istismar veya cinsel saldırı suçlarında değişik zamanın kabul edilebilmesi için "en kısa ile en uzun sürenin" ne olduğu belirli olmalıdır. Uygulamada birlikte aynı kişiye tecavüz eden iki kişinin fiili değişik zamanda gerçekleşmiş kabul edilip zincirleme suç hükmü uygulanmakta ve failler ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Buna karşılık bir kimsenin yıllarca aynı kişiye yüzlerce tecavüzü de değişik zaman denilerek tek suç üzerinden zincirleme suç işlendiği gerekçesiyle artırılmaktadır. Sonuçta birlikte suç işleyen kişilerin her birine aynı kişiye yüzlerce kere suç işleyen failden çok daha ağır bir ceza verilmektedir. Mesela mağdura beş veya on yıllık bir sürede birkaç günde bir tecavüz eden kişinin cezası daha hafif kalırken birlikte iki kişinin bir kez işlediği tecavüz daha ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Bu uygulamanın hukuki ve mantıki tutarlığı yoktur. TCK"nun 43/1. fıkrasında zincirleme suçun oluşması için gereken değişik zaman kavramı vuzuha kavuşturulmalıdır. Kanunun diğer maddelerinde yazılı başka hiç bir suçta zincirleme suç bu kadar kısa aralıkta işlenmiş kabul edilememektedir.
    7-) Failin mağdura karşı işlediği fiil "kesintiye uğramışsa ve bir süre sonra aynı fail tarafından aynı mağdura karşı aynı suç yeniden işlenirse" zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır. Birden fazla kişinin bir mağdura karşı iştirak iradesi altında işlediği cinsel saldırı veya istismar suçunda dış dünyaya yansıyan hiç bir fiili kesinti olmayıp faillerin her birinin işlediği suçlar tek bir cinsel suçun parçalarıdır. Farklı suçlar ancak mağdurun vücudu üzerindeki failin hakimiyetinin sona ermesi ve ayrı bir kast ile farklı bir zamanda tekrar kurulması halinde mümkündür. Birlikte suç işleyen faillerin mağdurun vücudu üzerindeki hakimiyetleri, hiç bir şekilde sona erip yeniden kurulmadığından zincirleme suçtan bahsedilemez.
    8-) Zincirleme suç için gereken "aynı suçun değişik zamanlarda aynı kişiye karşı birden fazla kez işlenmesi şartı" oluşmamıştır. Aynı mağdura karşı işlenmiş ayrı suçlar değil ortada faillerin iştiraken işlediği tek bir suç vardır. Mağdurun vücudu üzerinde işlenen cinsel saldırı veya istismar suçunda fail sayısının birden çok olması kanunda nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. İştirak sorumluluğu gereğince her bir fail işlediği fiilin cezasını almaktadır. Faillerin suça iştirak ederek suçun işlenmesini kolaylaştırması kanun tarafından dikkate alınmıştır. Ayrıca zincirleme suçun da oluştuğunu kabule götürecek hiç bir hukuki gerekçe yoktur.
    9-) Kanun, tutarlı ve bütünlük içinde yorumlanıp uygulanmalı, kanunun mantıki içyapısına aykırı içtihat oluşturulmamalıdır. Cinsel saldırı veya cinsel istismar suçlarında da TCK"nun genel mantığı ve bütünlüğü korunmalıdır. Özellikli bir hususiyet gerektirmedikçe diğer suç tiplerinde genel hükümlerin uygulanması esasından ayrılarak fail aleyhine uygulamalar geliştirilmemelidir. Birden çok kişi birlikte bir kimseyi yaralar veya öldürürse failin her biri suça katkısına göre yaralama suçundan veya öldürmeden cezalandırılmaktadır. Bu halde ne birden çok kişinin suça iştiraki ne de faillerin her birinin diğerinin fiiline iştirakinden dolayı zincirleme suç uygulanmamaktadır. Yaralama, öldürme, işkence, yağma gibi suçlarda yorumla birden fazla kişinin birbirinin fiiline iştiraki zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerektirmemektedir. Birden çok kişinin birlikte suçu işlemesi kimi suçlarda (TCK"nun 106/2-c, 109/3-b, 119/1-c, 149/1-c, 188/5, gibi) nitelikli hal olarak kanunda düzenlenmişse de bu suçların hiç birinde birlikte suçu işleyen faillerin suçları ayrı suç sayılarak zincirleme suç hükümleri uygulanmamaktadır. Benzer başka hiç bir suçta uygulanmayan zincirleme suçun yorumla birden fazla kişinin birlikte işlediği cinsel suçlarda müstakar içtihat haline getirilmesi hukuken tutarlı ve mantıklı değildir.
    B-) Çifte Cezalandırma Yasağına Aykırılık;
    Birlikte cinsel saldırı veya cinsel istismar suçunu işleyen faillerin her biri hakkında TCK"nun 102/3-d veya 103/3-a fıkrasının uygulandığı halde bir de TCK"nun 43/1. fıkrasına göre zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp cezalandırılması çifte (mükerrer) cezalandırmaya yol açmaktadır. Kanun birden fazla kişinin birlikte suç işlemesini 102/3-d veya 103/3-a fıkrasında nitelikli hal kabul etmektedir. Suçun temel cezası birden fazla kişi birlikte suç işlemişse yarı oranında artırılmaktadır. Bu düzenlemeye ilaveten yorumla zincirleme suçtan en az 1/4 ve en fazla 3/4 oranında cezada artırım yapmayı gerektiren uygulama tek fiilin birden çok cezalandırılmasına yol açmaktadır. Kanunda açık bir kural olarak düzenlenmiş aynı konu ikinci kez failin aleyhine bir de zincirleme suç sayılarak cezada artırım sebebi oluşturamaz.
    II-) Cinsel Dürtüyle İşlenen Hürriyetten Yoksun Kılma Suçunda Cinsel Amacın Çifte Cezalandırılması:
    Cinsel amacını gerçekleştirmek için kişi hürriyetini kısıtlayan failin, cinsel bir suçu da işlemesi halinde, cinsel amaçla suç işlediği gerekçesiyle kişi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen cezanın artırılması tipik bir mükerrer -çifte- cezalandırmadır.
    Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda “cinsel amaç” TCK"nun 109/5. fıkrasında nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılan faile, TCK"nun 109. maddesinin birinci veya ikinci fıkrasından verilen temel ceza, üçüncü fıkradaki nitelikli hallerden artırıldıktan sonra bir de ilaveten suç "cinsel amaçla" işlendiği için yarı oranında artırılmaktadır. Cinsel amaçla bir kişiyi hürriyetinden yoksun kılan fail, cinsel amacını da gerçekleştirmişse hem işlediği cinsel saldırı, cinsel istismar veya cinsel taciz suçundan hem de kişi hürriyetini kısıtlama suçundan ayrı ayrı cezalandırılmakta ve failin cinsel amacı nedeniyle kişi hürriyetini kısıtlama suçundan verilen cezadan artırım da yapılmaktadır.
    Türkiye bakımından 01.08.2016 günü yürürlüğe giren AİHS Ek 7 Nolu Protokolün 3. maddesine göre "bir kimse işlediği suçtan bir kez cezalandırılabilir". Bir fiilden failin mükerrer cezalandırılması temel insani hakları ihlal eder.
    Fail, işlediği suç teşkil eden bir fiilden ancak bir kez cezalandırılabilir. Bu genel ilkeyi ihlal etmemek için yani bir fiilden dolayı birden çok cezalandırmayı önlemek maksadıyla TCK"nun 42. maddesinde birleşik suç ve 44. maddesinde fikri içtima düzenlemesine yer verilmiştir. Mağduru cinsel bir amacını gerçekleştirmek maksadıyla alıkoyan veya kaçıran fail, işlemeyi kastettiği cinsel suçu işlemişse artık failin işlediği bir cinsel suç ve bir de kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu oluşmaktadır. Cinsel amaç hürriyeti kısıtlama suçunun ağırlaştırıcı nedeni olduğuna ve fail tarafından cinsel bir suç olarak işlendiğine göre tipik bir birleşik suç zuhur etmektedir. Faildeki cinsel amaç hem bir müstakil cinsel suç sayılıp hem de kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ağırlaştırıcı nedeni sayılarak iki kez cezalandırılamaz. Cinsel amaç müstakil suç kabul edilerek cezalandırıldığında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ağırlaştırıcı nedeni olamaz. Mağdurun kişi hürriyetinden yoksun kılındığı sırada failde bulunan cinsel amaç evirilip müstakil suç olarak tezahür ettiğinde aynı sebep bir de cezayı ağırlaştıran hal olarak kabul edilemez.
    TCK"nun 109/5. fıkrasının kanunda düzenlenmesinin maksadı cinsel suç faillerini mükerrer cezalandırmak değil, kişi hürriyetini kısıtlama suçunda faili suça iten cinsel dürtüyü etkili bir şekilde cezalandırmaktır. Fail mağdura karşı henüz cinsel bir suçu işlememişse cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kıldığı için hakkında TCK"nun 109/5. fıkrası uygulanacaktır. Eğer fail amaçladığı cinsel suçu işlemişse her iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılacak ama kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda ayrıca cinsel amacı olduğu gerekçesiyle cezasında bir artırım yapılamayacaktır. Bileşik suç oluştuğu kabul edilecektir.
    Cinsel saldırı veya istismar suçunu işlediği sürece mağduru failin kişi hürriyetinden yoksun kılması halinde her iki suçtan ayrı cezalandırılması uygulamasından vazgeçilmiştir. Cinsel suçun işlendiği süre boyunca mağdurun hürriyetinin kısıtlaması artık diğer suçu işlemek için zorunlu bir tutma kabul edilmektedir. Bu uygulamaya benzer şekilde yorum yapılmalı ve cinsel amaçla kişinin hürriyetini kısıtlayıp sonrada amaçladığı cinsel suç işleyerek amacına erişen failin cezasında artırım yapılarak çifte cezalandırılmasına yol açılmamalıdır.
    Cinsel suçun kişi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile birlikte işlendiği hallerde faildeki cinsel amacın hem suç sayılarak hem de kişi hürriyetinden yoksun kılmanın nitelikli hali kabul edilerek cezalandırılmasına dair sürdürülen uygulama, hukukun genel ilkelerine ve temel insani hukuka aykırı olduğundan sayın çoğunluğun bu konulardaki görüşüne katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi