15. Ceza Dairesi Esas No: 2017/34506 Karar No: 2019/3139 Karar Tarihi: 01.04.2019
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/34506 Esas 2019/3139 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2017/34506 E. , 2019/3139 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62/1, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm; sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın yokluğunda verilen hükme ilişkin gerekçeli kararın sanığın yargılama sırasında bildirdiği en son ikamet adresine tebliğe çıkarıldığı 12/11/2013 tarihinde tebligatın bila ikmal iadesi üzerine gerekçeli kararın 13/12/2011 tarihli dilekçe ile istifa ettiğini bildiren sanık müdafi Avukat Sibel Karter adına çıkarılarak 19/11/2013 tarihinde tebliğ edilmesinin usulsüz bulunduğu, sanık müdafi Avukat ..."in 28/11/2014 tarihli temyiz dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği, bu temyiz dilekçesinde gerekçeli karardan sanığın 22/11/2014 tarihinde haberdar olduğunun belirtildiği, bu nedenle öğrenme üzerine yasal süresi içerisinde temyiz isteminde bulunulduğu belirlenerek yapılan incelemede: Sanığın ticaretle uğraştığı, paraya ihtiyacı olması nedeniyle tanıdığı olan katılandan 300.000 Amerikan doları aldığı karşılığında da suça konu 300.000, ABD doları bedelli 31.01.2008 keşide tarihli ancak keşide yeri idari birim olmayan "Merter" yazılı çeki tanzim ederek ileride takibe konulsa bile takibi iptal ettirebileceğini bilerek verdiği ve karşılığında katılanın verdiği parayı teslim aldığı, katılanın çeki tahsil için bankaya ibraz ettiğinde sanığın karşılığını bulundurmaması nedeniyle ilgili banka tarafından karşılıksız kaşesi vurularak katılanın vekili vasıtası ile Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/115 d.iş sayılı kararı ile aldığı ihtiyati haciz kararını icra takibine koyduğunda sanığın "çekin keşide yerinin idari birim olmaması nedeniyle çek vasfını taşımadığından bahisle" itirazda bulunduğu, itiraz üzerine Bakırköy 2. İcra Hukuk Hakimliğinin 2008/193-243 esas ve karar sayılı 25/02/2008 tarihli ilamı ile takibi iptal ettirdiği, sanığın bu şekilde baştan itibaren katılanı dolandırmak amacı ile keşide yerine idari birim dışında bir yer yazarak atılı suçu işlediği iddia olunan olayda; Sanık savunması, katılan beyanı, banka yazısı, bilirkişi raporu ile dosya kapsamından sanığın katılana aldığı para karşılığında Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 11/07/2014 tarih ve 2013/15-782 Esas ve 2014/355 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, çekin keşide yerinin idari birim olmaması nedeniyle çek vasfını taşımadığı ancak bankanın maddi varlıklarından olan çekin katılana verilmesi şeklindeki eylemin 5237 sayılı TCK"nın 158/1-f maddesinde düzenlenen "banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde TCK"nın 157/1 maddesi gereğince basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 01/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.