Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/10778 Esas 2017/4921 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/10778
Karar No: 2017/4921
Karar Tarihi: 19.04.2017

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/10778 Esas 2017/4921 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararı, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmiştir ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, savunma avukatının temyiz itirazları sonucu Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştur. Kararda üç önemli madde vurgulanmaktadır:
1) Adli Tıp Kurumu'nun 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda, müştekinin yaralanmasının yüzde sabit iz niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Ancak bu rapor, olaydan hemen sonra yapılan muayene sonucu hazırlanmıştır. Bu nedenle, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu'ndan rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmelidir.
2) Olayda, müşteki ile sanık arasındaki tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu sanık da yaralanmıştır. Bu nedenle, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halden sanığın yararlandırılarak cezasından indirim yapılması gerektiği gözetilmelidir.
3) Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiştir. Bu nedenle, sanığın hak yoksunlukları yönünden hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
5320
3. Ceza Dairesi         2016/10778 E.  ,  2017/4921 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyetine dair

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü;
    Lehe hükümlerin uygulanması talebi olmayan sanık hakkında TCK"nin 62. maddesindeki takdiri indirim maddesini uygulamamasına dair tebliğnamenin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    1) Adli tıp kriterlerine göre yaralanmanın yüzde sabit ize neden olup olmadığının tespit edilebilmesi için muayenenin olaydan en az 6 ay geçtikten sonra yapılması gerektiği, müşteki hakkında yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olduğuna dair Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 23.05.2014 tarihli raporunun ise olay tarihinin üzerinden 6 ay geçmeden müştekinin 14.04.2014 tarihinde yapılan muayenesi sonucu düzenlendiği anlaşılmakla, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    2) Kat malikleri kurulunda sanık tarafından ortak taşınmaz için yapılan harcamalara müştekinin itiraz etmesi üzerine çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü olayda sanığın da yaralandığının adli raporundan anlaşılması ve müşteki hakkında sanığa yönelik eylemi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında, Yargıtay CGK’nin Dairemizce de benimsenen 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238-367 Esas - Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halden sanığın yararlandırılması suretiyle etkili eylemi haksız tahrik altında gerçekleştirdiği kabul edilerek cezasından indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    3) Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazıhükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
































    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.