Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3379
Karar No: 2018/14511
Karar Tarihi: 14.11.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/3379 Esas 2018/14511 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/3379 E.  ,  2018/14511 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK"nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddedilerek davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları...’nın maliki olduğu 15150 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 29 numaralı bağımsız bölümün 1/2 payını 1998, kalan 1/2 payını da 2003 yılında davalıya mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, taşınmazın 1/2 payının 1998 yılında adına kayıtlı olduğunu, kalan payı ise 2003 yılında rayiç bedelini ödeyerek devraldığını, mirasbırakanın mal kaçırma kastı bulunmadığını, paylaştırma kastı ile hareket ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, anılan karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakanın 05.09.2012 tarihinde öldüğü, geride ilk eşinden olan davacı çocukları ..., ... ve ... ile ikinci eşi davalı ...’nın mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın 16.10.1998 tarihinde maliki olduğu 15150 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 29 numaralı bağımsız bölümün 1/2 payını, 28.07.2003 tarihinde de kalan ½ payını davalıya satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır. ...
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olayda, davacı tanıkları dava konusu temliklere ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını, davalının dava konusu taşınmazı alabilecek ekonomik gücünün bulunmadığını ifade etmişlerdir. Mirasbırakanın terekesinde 10 adet taşınmaz bulunmakta olup bunlardan biri de çekişmeli taşınmaz ile aynı binada bulanan dükkan vasıflı 2 numaralı bağımsız bölümdür. Mirasbırakanın bu taşınmazdaki ½ payı taraflara veraseten intikal ettikten sonra davacılar miras paylarını davalıya satış suretiyle devretmişlerdir. Esasen bu husus davacıların da kabulündedir. Bu durumda davalının taşınmaz satın alabilecek ekonomik gücünün bulunduğu açıktır. Öte yandan, mal kaçırma kastı ile hareket etseydi mirasbırakanın terekesindeki diğer taşınmazları da elden çıkarabilceği açık olup davalıya yaptığı temlikin muvazaalı olduğunun davacılar tarafından usulünce ispat edilemediği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/ç maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14/11/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.Başkan

    -KARŞI OY-

    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle mirasbırakanın ilk eşinden olan davacı çocukları ile küs olup görüşmediği, davalı için "10 evim olsa veririm" dediği, murisin mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, 2. eşi davalının murise verdiği borç karşılığında taşınmazın temlik edildiği savunması yanında, murisin paylaştırma kastı ile hareket ettiği, beyanlarının çelişkili olduğu gibi savunmalarını ispatlayamadığı, davalının 29.11.2012 tarihinde mal edinmesinin de temlik tarihleri olan 1998 ve 2003 tarihlerinde alım gücü olduğuna karine teşkil etmeyeceği hususları gözetildiğinde ilk derece mahkemesince verilen kabul kararı ile, Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan red kararları doğrudur. Hüküm onanmalıdır. Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi