Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2017/1167 Esas 2018/11222 Karar Sayılı İlamı

13. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1167
Karar No: 2018/11222
Karar Tarihi: 10.09.2018

Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2017/1167 Esas 2018/11222 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Çocuk Mahkemesi tarafından verilen bir hükümde, suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirilen güveni kötüye kullanma suçunun mahkumiyetle sonuçlandığı belirtiliyor. Ancak, suça konu cep telefonunu geri vermeyip uzaklaşmaları şeklinde gerçekleşen eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğu ve daha önceki bir kanun değişikliği sonucu, suça sürüklenen çocuklar bakımından uzlaşma kapsamına alınan hırsızlık suçunun da bu kapsama alındığı belirtiliyor. Bu nedenle, suça sürüklenen çocukların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılıyor ve mahkemenin kararı bozuluyor.
Kanun maddeleri: TCK'nun 141. maddesi (hırsızlık suçu), 5237 sayılı TCK'nun 7/2. maddesi (kanunların farklılığı durumunda lehine olanın uygulanması), 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesi (uzlaştırma usulleri) ve 254. maddesi (uzlaştırma sonucunda yeniden değerlendirme zorunluluğu).

13. Ceza Dairesi 2017/1167 E. , 2018/11222 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Suça sürüklenen çocukların arkadaşları olan şikâyetçiden; görüşme yapıp iade etmek üzere kısa süreliğine aldıkları cep telefonunu geri vermeyip olay yerinden uzaklaşmaları şeklinde gerçekleşen eylemin, suça konu mal üzerindeki zilyetliğin devredilmemiş olması nedeniyle TCK"nun 141. maddesinde tanımlı hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (c) bendi uyarınca ""Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar"" ile 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocukların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 10.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.