15. Ceza Dairesi 2017/8163 E. , 2019/3130 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- Sanık ... hakkında;
a-TCK.nın 204/1,62/1,53 maddeleri gereğince mahkumiyet,
b-TCK.nın 158/1-e-son,62/1,52/2-4,53 maddeleri gereğince mahkumiyet,
2- Sanık ... hakkında; Resmi belgede sahtecilik suçundan beraat
3- Sanık ... hakkında;
a-TCK.nın 204/1,62/1,53 maddeleri gereğince mahkumiyet,
b-TCK.nın 158/1-e-son,62/1,52/2-4,53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar ... ve ...’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar Emrullah ve Suha müdafiileri, resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ..."ın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Duruşmadan haberdar edilmeyen ..."nün sanıklar hakkında açılan nitelikli dolandırıcılık suçundan katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunması ve 5271 sayılı CMK"nın 260/1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu, yasa yollarına başvurma hakkı bulunan, duruşma günü bildirilmeyen ve yokluğunda hükümler kurulan ve suçtan zarar gören ..."nün 5271 sayılı CMK"nın 237/2 ve 238. maddeleri uyarınca davaya katılmasına vekilinin de katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek ve katılan ..."nün temyiz talebinin resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ...’ın beraat hükmüne ilişkin olduğu belirlenerek, yapılan incelemede:
Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçları nedeniyle verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara yönelik, mağdur ... vekilinin itiraz talebi hakkında gereğinin mahallinde taktir edilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık ..."ın ilk olarak Erzurum ili Köprüköy İlçesi Akçay Köyü Camiinde sözleşmeli imam hatip olarak 03.05.2010 tarihinde göreve başladığı, daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan açıktan atama ve yerleştirme sırasında 18.10.2010 tarihli İş Talep Formu ile birlikte sahte düzenlenmiş imam hatip diploması ile İstanbul Müftülüğü’ne başvurduğu ve 26.11.2010 tarihinde Avcılar ilçesi Kabe Mescidi İmam Hatibi olarak atanarak görevine başladığı,
Sanık ..."un ilk olarak Diyanet Başkanlığınca yapılan 4/B Statüsünde Sözleşmeli Personel Yerleştirme sonucu İstanbul İl Müftülüğü emrine verilmesi üzerine, 08.08.2007 tarihli iş talep formu ve sahte düzenlenmiş diploma ile İstanbul İl Müftülüğüne müracaat etiği, 19.09.2007 tarihinde Sultanbeyli ilçesi Asım Köksal Camii İmam Hatibi olarak atanarak görevine başladığı,
Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ..."nın 2004 yılında Çamlıca"da bulunan Çilehane Camiinde Sultanbeyli ilçesinde imam hatip olarak görev yaptığında sanık ... ile tanıştığı, sohbet sırasında kendisine Başakşehir ilçesinde fahri imamlık yaptığını ancak imam hatip lisesi diploması almak istediğini söylediği, sanık ..."ın da bu konuda kendisine yardımcı olabileceğini söyleyerek ..."dan fotoğraf, nüfus cüzdanı sureti ve bazı belgeler istediği, ..."nın da sanık ..."a istediği belgeleri teslim ettiği, sanık ..."ın şüpheli ..."ya "sen hafızsın, hafız olman nedeniyle biz seni sınavlara sokmadan sana imam hatip lisesi diploması vereceğiz" dediği ve 2005 yılında Üsküdar Çamlıca"da bulunan Çilehane Camiinde sahte olarak düzenlenen 23.05.2005 tarihli imam hatip lisesi diplomasını ..."ya verdiği, bu şekilde sanıklar ... ve ...’ın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik, sanık ...’ın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Her ne kadar sanıklar ... ve ..."ın suç kastıyla hareket etmediklerini belirtmişlerse de; sanıkların atanmak üzere, bitirmedikleri halde, imam hatip lisesini bitirdiklerini gösterir, sahte İmam Hatip Lisesi diplomalarını temin edip çalıştıkları kuruma göndermeleri ile imam hatip olarak işe başladıkları ve bu şekilde ve İstanbul İl Müftülüğü’nün cevabi yazılarına göre; sanık ..."ın 19.991,00 TL, sanık ..."un toplam 105.952.010 TL zarara uğrattığı dosya kapsamından anlaşıldığından, yine ... aşamalardaki savunmalarında; atanmadan evvel, atandığı kuruma ibraz ettiği ve sonradan sahte olduğu anlaşılan diplomanın sanıklardan ... tarafından temin edilip, kendisine verildiğini belirtmişse de, sanık ..."ın ...’ya sahte diploma temin etmediğini, suçsuz olduğu yolunda savunmada bulunması, ...’nın soyut iddiasının haricinde, sanık ..."ın savunmasının aksine, mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delilin de elde edilememesi karşısında; sanıklar ... ve ..."ın resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri, sanık ..."ın mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delilin de elde edilemediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
26.12.2013 tarihli oturumda mahkeme heyeti tarafından İstanbul İl Müftülüğü’nce gönderilen sanık ..."un kuruma aslına uygunluğu onanmış şeklinde verdiği diploması ile diğer sanık ..."ın noter tasdikli diploma sureti getirtilip, incelenerek, söz konusu evrakların, ilk bakışta usulüne uygun olarak düzenlendikleri ve kandırma keyfine haiz olduklarının belirlenmiş olması, ayrıca iğfal kabiliyetine haiz bu belgelerle sanıkların eylemlerinin dolandırıcılık suçu yönünden hile boyutuna ulaştığının anlaşılması karşısında; tebliğnamedeki bozma yönündeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar ... ve ... müdafiileri ile katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi uyarınca adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verilebileceği de gözetilerek, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde para cezasının ödenmemesi halinde kalan cezanın hapse çevrilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar ... ve ... müdafiileri ile katılan vekilinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükümlerin ilgili fıkrasından “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” ve TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hükümler fıkrasından çıkarılarak yerine “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilebileceğinin ihtarına” ve “sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.