14. Ceza Dairesi 2016/4726 E. , 2016/8477 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanık ..."nin atılı suçlardan mahkûmiyeti ile sanık ..."in beraatine
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilip kısmen re"sen de temyize tabi hükümlerin sanık ... müdafii, mağdure vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi ve sanık ... müdafiince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, 30.11.2016 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık ... müdafiine çağrı kağıdı gönderilmişti.
Belli günde Hakimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ... hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği, ayrıca bir talepte de bulunmadığı, anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
5271 sayılı CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, suçtan zarar gören mağdurenin şikayetçi olduğu, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin de sanıkların cezalandırılmalarını isteyip mahkemece verilen hükümleri temyiz ederek açıkça katılma iradesini ortaya koyduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 sayılı Kararında da belirtildiği üzere mağdurenin katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görülmekle, CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören mağdure ..."in davaya katılmasına ve vekil Av. ..."nun katılan mağdure vekili olarak kabul edilmesine karar verildikten sonra yapılan incelemede gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Mağdurenin aşamalarda sanık ..."nin anal yoldan organ soktuğunu beyan etmesi, bu anlatımı doğrulayan Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 07.01.2009 günlü raporunda anal bölgede tespit edilen skarın akut livatanın maddi delili olduğunun bildirilmesi karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş, ailesinin izni ile ev işlerinde kendisine yardımcı olmak üzere evinde kalan mağdure üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan sanığın cezasında TCK"nın 103/3. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerekmekte ise de, 05.06.2012 günlü ilk hükme yönelik olarak aleyhe temyiz bulunmaması karşısında sonuca etkili olmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık hakkında mahkemenin 05.06.2012 gün ve 2009/26 Esas, 2012/189 sayılı ilk kararında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı TCK"nın 103/1, 6, 43, 62. maddeleri gereğince 13 yıl 4 ay hapis cezasına hükmedildiği, sanık müdafiin temyizi üzerine hükmün Dairemizce incelenerek 09.03.2015 tarihli bozma kararının verildiği, aleyhe temyiz olmaması nedeniyle bozma öncesi tayin edilen 13 yıl 4 ay hapis cezasının sanık yönünden ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak oluşturacağı gözetilmeksizin bozma kararı sonrası mahkemece yapılan yargılama neticesinde kurulan ikinci hükümde 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesine aykırı olarak sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii, katılan mağdure vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık ... hakkında atılı suçtan kurulan hüküm fıkrasına "1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak ilkesi gözetilerek sanığın 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan re"sen de temyize tabi hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık ... hakkında müsnet suçlardan kurulan beraat hükümleri ile sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesine gelince;
Mağdurenin aşamalarda özü itibariyle birbiriyle çelişmeyen tutarlı anlatımları, olay yerini göstermesi, savunma ile tüm dosya kapsamından, olay tarihinde sanık ...’in yolda gördüğü mağdureyi yıkık, harabe bir eve götürerek basit cinsel istismarda bulunmak suretiyle üzerine atılı beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği anlaşıldığından, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek, sanığın eylemlerine uyan TCK"nın 103/1, 103/6, 109/1, 109/3-f, 109/5. maddeleri uyarınca mahkûmiyeti yerine oluşa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
Mağdurenin, anne ve babasının rızasıyla sanık ...’nin evinde kaldığı olayda, cinsel istismar eylemlerinin işlendiği sınırlı zaman diliminde mağdurenin hareket etme olanağının ortadan kaldırılmasının, çocuğun cinsel istismarı suçunun unsuru olduğu, zira mağdurenin hareket etme olanağını ortadan kaldırmadan bu suçun işlenemeyeceği, dosya kapsamına göre sanığın, çocuğun cinsel istismarı suçunu gerçekleştirmeye yönelik eylemi dışında mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir eylemi de bulunmadığı anlaşılmakla ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluşmayacağı gözetilmeden bu suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 05.06.2012 tarihinde kurulan ilk hükme yönelik olarak aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilmeyip bozma sonrası kurulan hükümde fazla cezaya hükmedilmesi suretiyle CMUK"nın 326/son. maddesine aykırılık yapılması,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii, katılan mağdure vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.