
Esas No: 2015/21576
Karar No: 2018/1915
Karar Tarihi: 08.03.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/21576 Esas 2018/1915 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, kararında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davalı Kurum tarafından davacıya, ... Spor Kulübü ... A.Ş.’nin 2001 ile 2012 arası dönemlere ilişkin prim borçlarından dolayı gönderilen ödeme emirlerinin iptali talebidir.
Ticaret Sicil Kayıtlarına göre ... Spor Kulübü ... A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olan davacıya, şirketin prim borçları nedeniyle borçtan yönetim kurulu üyesi sıfatıyla müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesine dayalı olarak ödeme emri düzenlenip tebliğ edildiği, davanın yasal süresinde açıldığı belirlenmiştir.
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu; mülga 506 sayılı Kanunun 80., bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88., 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. maddelerinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80. maddesi; "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü öngörmüş; 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi de bir kısım farklar dışında anılan maddeye benzer düzenleme getirmiş olup, "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü getirmiştir.
6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde; limited şirketlerin ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları düzenlenmiş; mükerrer 35. maddesinde ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Yukarıdaki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, Kurumun prim alacağına ilişkin olarak işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunulması gerekir. Ancak, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi burada bir ayrıma giderek özellikle şirket yönetim kurulu üyelerinin, temsil ve ilzam yetkisi aranmaksızın (haklı sebepleri olmazsa) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını ayrıca belirtmiştir.
Somut olayda, davacı ... Spor Kulübü ... A.Ş. ile ilgisi olmadığını, ödeme emirlerinin tebliği ile yönetim kurulu üyesi olduğunu öğrendiğini, yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını ve 20.04.2010 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan karar altındaki imzanın kendine ait olmadığına ilişkin suç duyurusunda bulunması üzerine açılan ceza davasında, sanıkların özel belgede sahtecilik suçundan ceza aldıklarını beyanla Kurumca tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptalini talep ettiği, dava devam ederken davalı Kurum tarafından davacının Ticaret Sicil Kayıtlarına göre 11.03.2009 tarihinde şirketin yönetim kuruluna seçildiği anlaşıldığından, daha önce tarafına gönderilen 2001-2002 yıllarına ait borçları kapsayan ödeme emirlerinin iptal edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde, bu olayın hükümde göz önüne alınması ve mahkemenin, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davalı Kurumca iptal edilen 11.09.2009 öncesine ilişkin dönem yönünden davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmeli, 11.09.2009 sonrasına ilişkin dönem yönünden ise dava dışı ... Spor Kulübü ... A.Ş."nin statüsü belirlenmeli, ticari şirket yada dernek olup olmadığı araştırılmalı, ticari şirket ise davacının hissedar olup olmadığı, yönetim kuruluna genel kurulca seçilip seçilmediği araştırılmalı, davacının yönetim kurulu üyesi olması halinde toplantılara katılmamasının sonuca etkili olmadığı ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi kapsamında şirketin yönetim kurulu üyelerinin şirketi temsil ve ilzama yetkili olup olmadığına bakılmaksızın 01.07.2008 tarihinden itibaren sorumlu olduğu düşünülmeli, davacının aksi iddiasının bulunması halinde ise Ticaret Sicil kayıtlarının düzeltilmesi hususunda dava açmak üzere tarafına süre verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraflar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.03.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.