20. Ceza Dairesi 2019/5886 E. , 2020/1600 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : BESNİ Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1) Sanığa isnad edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunun cezasının, üst haddinin suç tarihinde iki yıla kadar hapis cezası olup, sanığın, istinabe yolu ile alınan 15/03/2011 tarihli sorgusu esnasında asker olduğunun anlaşılması karşısında, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu"nun 5530 sayılı Kanun"un 7. maddesi ile değişik 20/1. maddesinde yer alan "Er ve erbaşlar ile yedek subayların askere gitmeden veya silâh altına çağrılmadan önce işledikleri yukarı haddi iki yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlara ait davalarda soruşturma ve kovuşturma işlemleri askerliklerini bitirmelerine kadar geri bırakılır." hükmü uyarınca sanık hakkındaki kovuşturma işlemlerinin askerliğinin bitimine kadar geri bırakılması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi,
2) Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı değerlendirilip karşılaştırma ve somutlaştırma yapılması, sonucuna göre lehe Kanun’un tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
3) Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. Maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. Fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
3) Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmü uyarınca ve dosya kapsamına göre; sanığa Adıyaman Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 14/04/2014 ve 21/04/2014 tarihli çağrı davetnameleri ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihbarda bulunulduğu, 14/04/2014 tarihli çağrı davetnamesinin tebliğinin üzerinden 10 günlük başvuru süresi geçmeden, 21/04/2014 tarihli çağrı davetnamesinin tebliğe çıkarıldığı hususu da dikkate alındığında, sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulması gerektiği, dolayısı ile sanığın ilk ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etme olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden, mahkûmiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 05/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.