Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/2835 Esas 2014/1192 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2835
Karar No: 2014/1192
Karar Tarihi: 29.01.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/2835 Esas 2014/1192 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2013/2835 E.  ,  2014/1192 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 25/12/2012
    NUMARASI : 2012/90-2012/566

    Davacı B.. A.. vekili tarafından, davalı O.. V.. aleyhine 16/02/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/01/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Davacı tarafın kişisel haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle manevi tazminat talebinde bulunulmuş, davalı taraf davanın reddini dilemiş, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kabulüne bakıldığında davalı tarafça sarfedilen sözler içinde yer alan ve iktidar partisi mensubu olan davacı tarafın PKK, KCK konularında eleştirildiği provakatör, fitne, fesat, hinlik gibi sözcükler üzerine mahkumiyetin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
    Taraflar siyasetçidir. Dolayısıyla eleştiriye katlanma yükümlülükleri anlamında davacının sert eleştirilere katlanma yükümlülüğü sözkonusudur. PKK-KCK tartışmaları ülke topraklarının bir kısmını yurttan ayırmaya yönelik olduğundan muhalefet partisinden olan davalının (ülkenin genelinde ve halk nazarında da iktidarın bu konudaki uygulamaların son derece sert bir biçimde eleştirildiği de gözetildiğinde) sert eleştiri yapma hak ve hatta yükümlülüğü sözkonusudur. Bu nedenle davalı tarafça kullanılan sözcüklerin saldırı sınırını aştığından söz edilemez. Ülke ve halk nazarında son derece sert bir biçimde tartışılan bu konuda davalının sarf ettiği sözlerin sert eleştiri sayılmayıp davacının kişisel haklarına saldırı olduğunun kabulü AİHM uygulamalarına da terstir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken kısmen kabul yönünde verilen kararın onanmış olması kararına katılmıyoruz. 29/01/2014

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.