Davacılar P.. S.. vdl vekili Avukat L.. P.. tarafından, davalı M.. C.. aleyhine 29/12/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, adam öldürme eylemine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, destekleri olan M.. S..nın davalı tarafından ateşli silahla öldürülmesi nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalı, meşru müdafaa sınırının heyacanla aşıldığını, istenen miktarın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Davalı ile destek M..S.. arasında meydana gelen tartışma ve adam öldürme eylemine ilişkin davalı hakkında Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nde yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin 19.11.2009 tarih, 2009/517 E ve 2009/33 K sayılı kararı ile davalının desteği haksız tahrik altında öldürmesi nedeniyle 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece, davalı hakkındaki ceza yargılaması da esas alarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Davaya konu olayda; davacıların desteğe olan yakınlık dereceleri, kusur durumu, olayın meydana geliş şekli ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.