Cinsel taciz - tehdit - kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/6717 Esas 2016/8462 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/6717
Karar No: 2016/8462
Karar Tarihi: 13.12.2016

Cinsel taciz - tehdit - kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/6717 Esas 2016/8462 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın sanığı, cinsel taciz, tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından mahkûm edildi. Sanık, mağdurların telefon numaralarını sıklıkla aradığına dair HTS kayıtları bulunmasına rağmen, savunmasında mağdurları tanımadığını, cep telefonu hatlarını kaybettiğini ve babasının telefonunu kullandığını beyan etti. Ancak, suça konu telefon hattının, sanığın hattı kaybettiğini bildirdiği tarihten itibaren HTS kayıtları getirtilerek kullanıcıların tanık olarak dinlenildiği ve hattın faturaları incelendiği takdirde hukuki durumunun tespit edilebileceği belirtildi ve bu yönde araştırma yapılmadığından, hüküm bozuldu. Sanığa verilen hükümlerin sebep olduğu hürriyeti bağlayıcı cezalar adli para cezasına çevrilmeksizin uygulanması, ceza indirimi işlemleri yanlış uygulandığından hüküm değiştirildi. Daha sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 58, 59, 60 ve 61. maddeleri de gözetilerek kararda yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri ise şöyle: 5237 sayılı TCK'nın 50/1-a ve 52/2. maddeleri, 105/1-a, 43/1, 62/1. maddeleri, 123/1, 43.
14. Ceza Dairesi         2014/6717 E.  ,  2016/8462 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    (Asliye Ceza Mahkemesi)
    SUÇ : Cinsel taciz, tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma
    HÜKÜM : Mahkûmiyet

    İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık adına kayıtlı bulunan........ numaralı cep telefon hattı kullanılarak, katılanların kullandığı ev telefonu numarasının celp edilen iletişimin tespiti tutanakları içeriklerine göre bir çok kez arandığı, ancak sanığın savunmalarında, mağdurları tanımadığını, suç tarihinde askerlik görevini ifa ettiğini ve cep telefonu hattığı kaybettiğini daha sonra babasının telefonunu kullandığını beyan etmesi karşısında, bu savunmalarının gerçekliğinin araştırılması kapsamında suça konu telefon hattının, sanığın hattı kaybettiğini bildirdiği tarihten itibaren HTS kayıtları getirtilip sıklıkla görüşme yaptığı numaraların kullanıcılarının tanık olarak dinlenilerek hattı sanığın kullanıp kullanmadığı sorulup ayrıca sanığa ait hattın faturalarının ödenip ödenmediği de araştırıldıktan sonra toplanacak delillere göre hukûki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
    Kabule göre de;
    Sanık hakkında her üç suçtan hüküm kurulurken hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulama maddeleri olan 5237 sayılı TCK"nın 50/1-a ve 52/2. maddelerinin kararda gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    Sanık hakkında TCK"nın 105/1. maddesi gereğince hüküm kurulurken anılan maddede hapis cezası ile adli para cezasının seçimlik cezalar olarak yer alıp mahkemece takdiren hapis cezasının tercih edilmesi karşısında TCK"nın 105/1, 43/1, 62/1. maddelerine göre belirlenen 3 ay 11 gün hapis cezasının aynı Kanunun 50/2. maddesinin amir hükmüne aykırı olacak şekilde adli para cezasına çevrilmesi,
    Sanık hakkında cinsel taciz, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından hüküm kurulurken TCK"nın 105/1, 43 ve 123/1, 43. maddeleri gereğince belirlenen 4 ay 15 gün hapis cezası üzerinden aynı Kanunun 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapıldığında 3 ay 22 gün yerine 3 ay 11 gün hapis cezalarına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
    Sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan hüküm kurulurken uygulama maddesinin TCK"nın “123/1” yerine “105/1” maddesinin gösterilmesi,
    Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, sanık ile Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.