9. Hukuk Dairesi 2015/6815 E. , 2016/22498 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, işe iade edilmeme tazminatı ile yıllık izin ücreti, ikramiye, prim, ücret, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı ; 01/04/1993 tarihinde ...bünyesinde çalışmaya başladığını, 2007 yılına kadar çalıştığını, .... nin imtiyaz sözleşmesini feshetmesi sonucu ... bünyesine geçerek, ..."a bağlı sözleşmeli olarak 2007 yılına kadar çalıştıklarını, 2007 yılında ..."ın kadrolu işçileri haline geldiklerini, ... olarak çalışmakta iken 30/10/2010 tarihinde iş akdinin haksız feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları farkı ile işe iade edilmeme tazminatı farkı, yıllık ücretli izin, ikramiye, prim, ücret ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı; davacının açtığı işe iade davası sonucu işe başlatılmaması karşılığı fark ücretlerinin ve tazminatlarının ödendiğini ancak davacının 04/06/2013 tarihinde ... ... 9. İş Mahkemesinin 2013/483 Esas sayılı dosyası ile fark alacaklarının konu edildiği bir dava açtığını, bu dava ile ......9. İş Mahkemesinin 2013/483 Esas sayılı dosyasında talep edilen alacakların aynı olduğunu, derdestlik ve zamanaşımı itirazlarının C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukukî esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’un 27. maddesinde hukukî dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve ... Hakları Sözleşmesi’nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece gerekçe olarak aynen “Davacı 01/04/1993 tarihinde aktaş elektrik bünyesinde çalışmaya başladığını,2007 yılına kadar çalıştığını,2007 yılında Tedaşta kadro verildiğini ve..."ın kadrolu işçileri haline geldiklerini,... ...şubesinde çalışırken 30/10/2010 tarihinde haksız olarak iş akdinin feshedildiğini beyanla 200 TL işe iade edilmeme tazminatı, 200 TL ihbar tazminatı, 300 TL kıdem tazminatı, 200 TL yıllık ücretli izin bedeli, 200TL ikramiye alacağı, 300 TL prim alacağı, 300 TL ücret alacağı, 300 TL fazla mesai alacağı olmak üzere toplam 2.000 TL"nin davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini istemiştir.
Dosya dinlenen tanık beyanları ve toplanan delillerle birlikte bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi mahkememizce de hükme yeterli görülen ayrıntılı raporunda davacının haklı çıkması halinde alabileceği ücretleri ayrıntısıyla hesaplamıştır.
Davacı vekili mevcut haliyle karar verilmesini istemiş, ıslaha gitmemiştir.
Dinlenen tanık beyanları toplanan deliller, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre yapılan inceleme sonunda davacının haksız olarak işi bıraktığı davalı tarafından ispatlanmadığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı görülmüş, ayrıca senelik izni kullandığı konusu ya da parasının verildiği konusu davalı tarafından ispatlanamadığından senelik izin konusundaki talebinin de kabulü gerekmiştir. Sair taleplerinin reddi gerekmiştir. Davacının davası kısmen kabul edilmelidir.” şeklinde bir açıklama yapılmıştır.
Böylece dava dilekçesi kısaca özetlenmiş, davalının davanın reddini istediği belirtilmiş, davalının savunması yazılmamış, deliller tartışılmamış, maddi olay/olaylar saptanmamıştır.
İddia ve savunmaları tartışmayan, taleplerin kabulündeki hukuki dayanakları açıklamayan,...’nın ve HMK.’nun amaçladığı anlamda gerekçe taşımayan ve bu nedenle adil yargılanma hakkını ihlal eden karar salt bu nedenle usule aykırıdır.
Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1/ı maddesinde aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması dava şartları arasında sayılmıştır. Kısaca derdestlik itirazı dava şartları arasında sayıldığından ikinci davanın açıldığı mahkemede her zaman ileri sürülebilir. Bu bir olumsuz dava şartıdır. Aynı Yasa’nın 115/2. maddesi gereğince de dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı işveren, taraflar arasında görülen ve sonuçlanmış olan ......9. İş Mahkemesinin 2013/483 Esas sayılı dava dosyasında dava konusunun işbu dava ile aynı olduğunu savunarak, derdestlik itirazında bulunmuştur. Bu konuda da bir araştırma yapılmadığı gibi gerekçenin oluşturulmadığı görülmüştür. Bu yönüyle de eksik incelemeye dayanan ve gerekçesiz verilen kararın bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.