18. Hukuk Dairesi 2014/22098 E. , 2015/14334 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, davalı odanın yönetim kurulunun ve haysiyet divanının görevlerine son verilmesi ve yerlerine yenilerinin seçilmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı odanın yönetim kurulunun ve haysiyet divanının görevlerine son verilmesini ve yerlerine yenilerinin seçilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ihtar edilen bir haftalık kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 94.maddesine göre;” Kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” Aynı yasanın 114.maddesine göre; “Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b) Yargı yolunun caiz olması. c) Mahkemenin görevli olması. ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e) Dava takip yetkisine sahip olunması. f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” Aynı yasanın 115.maddesine göre; “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” Yine aynı Yasanın 120.maddesine göre; “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği öngörülmüştür.
Mahkemece taraflara 6100 Sayılı HMK"nun 94. maddesi uyarınca, kesin süre verilmesi halinde, kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması, taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır.
Somut olayda, davacının dava açarken gider avansı yatırmadığı, mahkemece, herhangi bir ara karar olmadan, davacı tarafa, gider avansını yatırmak üzere 1 haftalık kesin süre verildiği, ancak yerine getirilmediğinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceğine dair bir ihtarın bulunmadığı, söz konusu ihtarı içeren tebligatın davacı vekiline 13.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve belirtilen gider avansının süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin davanın reddine dayanak yaptığı kesin süreye ilişkin davacı vekiline göndermiş olduğu ihtarda; alınması gereken gider avansının hangi işlere ilişkin olduğunun, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağının ve gider avansının süresinde yatırılmaması durumunda davanın usulden reddedileceği hususunun açıkça belirtilmemesi doğru değildir. Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekir (Hukuk Genel Kurulu"nun 12/12/2012 tarih ve 2012/9-1202-1218 Esas- Karar sayılı ilamı).
Yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler dikkate alındığında, gider avansının hangi işlere ilişkin olduğunun, diğer bir ifade ile hangi iş için ne miktar gider avansı yatırılacağının ve gider avansının süresinde yatırılmaması durumunda davanın usulden reddedileceği hususunun açıkça belirtilmemesi nedeniyle, verilen kesin süre sonuç doğurmayacağından, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.