
Esas No: 2017/4944
Karar No: 2018/4925
Karar Tarihi: 20.09.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/4944 Esas 2018/4925 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:KADASTRO MAHKEMESİ
DAVATÜRÜ: KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 422 ada 7 parsel sayılı 5.631,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1992 tarihinden itibaren ..."ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... muhtarı ... ile ..., kadim köy yolunun taşınmaz içinde tespit edildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 422 ada 7 parsel nolu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek-4. maddesine göre yapılan kadastro tespitinde beyanlar hanesine yazılan tüm şerhler aynen korunmak üzere tespit gibi tarla vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, 6360 sayılı Kanun gereğince Köy Tüzel Kişiliği yerine davada taraf olan davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün köylünün ortak kullanımında olan yol olduğu iddiasıyla açılmıştır. Mahkemece, dava konusu edilen (B) bölümünün arazi yapısı ve bitki örtüsünün taşınmazın davaya konu olmayan diğer bölümlerinden farkı bulunmadığı; taşınmaz zilyedinin izni dahilinde veya haricinde bir taşınmazın içerisinden araçla geçilmesinin onu köylünün kadim veyahut belli bir süreden beri ortak kullanımındaki yol statüsüne sokmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kullanım kadastrosu, 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek-4. maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerle ilgili olarak, kadastro tespiti sırasında, taşınmazların fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhtesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek amacıyla yapılan bir kadastro çalışması olup davacının talebi dikkate alındığında; somut uyuşmazlığın niteliği itibariyle kullanım kadastrosuna itiraz olmayıp taşınmazın bir bölümünün yol olduğu iddiasına dayandığına göre ihtilafın taşınmazın aynına yönelik olduğu, bir başka deyişle, beyanlar hanesindeki şerhe yönelik olmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda hukuki durumu kesinleşen ve tarla vasfıyla tespit edilen taşınmazın niteliği hakkındaki davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilerek, mahkemece görevsizlik kararı verilmekle yetinilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 20.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.