23. Hukuk Dairesi 2014/10543 E. , 2015/745 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 28.10.2008 tarihinde üye olurken 45.750,00 TL ödeme yaptığını, fakat kooperatif tarafından ödemeye ilişkin makbuzların 5.750,00 TL eksik kesildiğini, üyelikten sonra asansör imalatı, banka ve belediye borçları için kooperatife çeşitli tarihlerde ödemeler yaptığını, müvekkiline, herhangi bir borcu bulunmadığı belirterek satılan .... no"lu dairenin başka bir üyeye ait olduğu ortaya çıkınca, bu kez üzerinde haciz bulunan .... no"lu dairenin tahsis edildiğini, müvekkilinin haczi kaldırmak için ... borcu nedeniyle bankaya 5.355,62 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, tüm bu ödemelere rağmen, davalı kooperatifin 1.250,00 TL ana para ve 2.755,00 TL faiz borcu bulunduğuna ilişkin ihtar gönderdiğini ileri sürerek, müvekkilinin kooperatife borcu bulunmadığının tespitini, fazladan ödemeler yapmış ise istirdatını talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla istirdat talebini 9.805,62 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatife borcu bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının ortaklığı kabul edildiği tarihte eski ortakların ödemelerinin toplam 40.000,00 TL olduğu, her ne kadar davacı 45.750,00 TL ödeme yapmış ise de, bunun 40.000,00 TL"sinin kooperatif kasasına girdiği, bakiye 5.750,00 TL"nin kayıt dışı kaldığı, davacının kooperatife özgü bir belge ile ödendiğini kanıtlayamadığı bu miktarı, kooperatiften değil ancak sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca diğer sorumlulardan talep edebileceği, kooperatifin ..."ye olan borcu nedeniyle davacının kendisine tahsis edilen 27 no"lu bağımsız bölüme ilişkin bankaya yaptığı 5.355,62 TL"nin mükerrer ödeme olmadığı, 01.10.2009 tarihli ibraname başlıklı belgede bu bedelin kooperatif tarafından ödenmiş olduğu belirtilmiş ise de, bu belgenin sadece kooperatif başkanı tarafından imzalanmış olduğu ve kooperatif açısından bir bağlayıcılığının bulunmadığı, bu bakımdan kooperatife borcu bulunan davacının iade talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı kooperatife 700,00 TL asıl, 280,50 işlemiş faiz olmak üzere toplam 980,50 TL borcu bulunduğu ve 3.024,50 TL borcu bulunmadığının tespitine, istirdat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, menfi tespit ve istirdat istemlerine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davalı kooperatifin 25.03.2007 tarihli genel kurulunun 12. gündem maddesinde, boşalan dairelere bir üyenin ödediği toplam tutarın ödenmesi koşulu ile üye alınması için yönetim kuruluna yetki verildiği, davacı ile davalı kooperatifin dönemdeki yönetim kurulu başkanı arasında yapılan "Teslimiyet" başlıklı bir protokolde, davacıya satışı yapılan dairenin ... borcu ve kooperatif borcu bulunmadığı, satış bedeli olarak 45.750,00 TL ödeme yapıldığı belirtilmiş, yine tarihsiz bir belgede davacının kooperatif başkanına daire bedeli olarak ayrı ayrı 25.750,00 TL ve 20.000,00 TL verdiği yazılı olup bu belgenin de dönemin kooperatif başkanı tarafından kooperatif kaşesi ile birlikte imzalandığı ve davacının 28.10.2008 tarihinde 7 no"lu daire için kooperatif üyeliğine kabul edildiği anlaşılmıştır. Özetlenen bu belgelere göre, davacının, kooperatifin o dönemdeki yönetim kurulu başkanı olan ..."e 45.750,00 TL ödeme yaptığı sabittir. Kooperatif başkanı tarafından kooperatif kaşesi ve imzası ile tahsil edilen paranın, kooperatif kayıtlarına yansıtılmamasının sorumluluğu, o dönemde görev yapan yöneticiye ait olup, davalı kooperatifçe anılan yöneticinin sorumluğu cihetine gidilmesi mümkündür. Bu durumda, mahkemece, davacı tarafından kooperatif yönetim kurulu başkanına ödendiği konusunda ihtilaf bulunmayan 5.750,00 TL tutarındaki ödemenin davacının alacak borç hesabında nazara alınmaması doğru olmamıştır.
Öte yandan, yukarıda bahsi geçen "Teslimiyet" başlıklı protokolde, davacıya 28.10.2008 tarihinde üye olurken tahsis edilen 7 no"lu dairenin ... ve kooperatif borcu bulunmadığı belirtilmiş olup, davalı kooperatifin vekili tarafından 7 no"lu dairenin ... borcunun kooperatif tarafından ödendiğine ilişkin 04.03.2008 tarihli banka dekontu dosyaya sunulmuştur. Kooperatif yönetim kurulunun 01.10.2009 tarihli kararıyla davacıya tahsis edilen 7 no"lu daire değiştirilerek bu kez 27 no"lu daire tahsis edilmiştir. Davacı, 27 no"lu dairenin ... borcu nedeniyle bankaya 5.355,62 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, oysaki kendisine başlangıçta borçsuz daire tahsis edildiğini ileri sürerek, bu ödemenin hesaba katılmasını istemiş ve buna ilişkin 03.11.2010 tarihli .... "ne ait, üzerinde ....."nün takip borcuna istinaden ödeme yapıldığı yazılı bulunan dekontu dosyaya sunmuştur. Bilirkişi raporunda, bu ödemelerin, inşaatların yapımı için kooperatif tarafından kullanılan ve ferdileştirilerek ortaklara devredilen toplu konut kredisine ilişkin olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, mahkemece, gerekirse banka kayıtları da getirtilip, söz konusu borcun neden kaynaklandığı ve kime ait olduğu araştırılarak, bu borcun bilirkişi raporunda belirtildiği gibi inşaat yapımı için kullanılan ve kooperatif tarafından ortaklara yansıtılan toplu konut kredisine ilişkin olduğunun tespiti halinde, davacıya başlangıçta ... ve kooperatif borcu bulunmayan bir daire tahsis edilmiş olduğu gözönünde bulundurularak, 5.355,62 TL tutarındaki bu ödemenin de davacının alacak borç hesabında dikkate alınması, dekontta ismi geçen .... "nün şahsi borcuna ilişkin olduğunun tespiti halinde ise şimdiki gibi bu kalem yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesis edilmesi de bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.