12. Ceza Dairesi 2019/1343 E. , 2019/6565 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
4483 sayılı Kanunun 9. maddesinde; soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararın, Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye yetkili merci tarafından bildirileceği belirtilmiş olup, Adana Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğünün sanık hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin 13/08/2012 tarih ve 2012/158 sayılı kararının, sanığa tebliğ edildiğine dair belgeye dosyada rastlanılmaması karşısında, söz konusu kararın sanığa tebliğ edilip edilmediğinin ve itiraz hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması, tebliğin yapılmamış olması halinde tebligatın yapılmasının sağlanarak, itiraz hakkına ilişkin sürenin beklenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi;
Kabule göre ise;
2-İddianamede sanığın TCK"nın 257/2. madde ve fıkraları gereğince cezalandırılmasının talep edildiği ve görevi ihmal suçundan dava açıldığı halde ek savunma hakkı tanınmadan sanık hakkında taksirle öldürme suçundan dolayı TCK"nın 85/1 maddesi gereğince uygulama yapılarak CMK"nın 226. maddesine aykırı hareket edilmesi,
3-Katılanın eşi olan mağdurun, 06.06.2012 tarihinde baş ağrısı, bulantı şikayeti ile Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine müracaat ettiği, Acil Tıp Asistanı sanık Doktor ... tarafından muayenesinin yapıldığı, tıbbi tedavi ile taburcu edildiği, aynı gün Çukurova Dr Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi Acil Servisine konuşma bozukluğu, sağ gözde ptozis, sol yanda güçsüzlük, öyküsü ile götürüldüğü, BBT çekildiği, akut patoloji tesbit edilmediği, hasta yakını tarafından hastanın hastaneden alınarak aynı gün Özel Adana Hastanesine götürüldüğü, yoğun bakıma yatırıldığı, tetkiklerinde venöz enfakt ikincil olarak akut nekrotizan ensefalit düşünüldüğü, hidrosefali geliştiği, 09/06/2012 de operasyona alınarak intrakranial şant takıldığı, 11/06/2012 tarihinde hastanede ölmesi ile sonuçlanan olayda;
Adli Tıp 1. İhtisas Kurulunun 13.11.2013 tarihli raporunda ölenin şikayetlerine yönelik gerekli tedavinin başlatıldığı cihetiyle Acil Tıp Asistanı Dr....’a kusur atfedilemeyeceğinin mütala edildiği, 16.04.2014 tarihli raporda ise kişinin, Dr.... tarafından muayenesinin yapıldığı, şikayetlerine yönelik gerekli tedavinin başlatıldığı cihetiyle; Acil Tıp Asistanı Dr....’a kusur atfedilemeyeceği ancak iddia edildiği üzere özgeçmişinde pıhtıya dayalı damar tıkanıklığı hastalığının olduğunun ve sendeleyerek yürümesi olduğunun bildirilmesi ve hekim tarafından tespit edilmesi halinde kişiye ek tetkikler yapılarak nöroloji ve kalp damar cerrahisi konsültasyonunun yapılması gerektiğinden hekimin kusurlu olacağı, bu durumun mahkemece aydınlatılmasının uygun olduğunun belirtildiği, ancak sözü edilen raporda sanığın kusurlu davranışı ile ölüm neticesi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı belirtilmediğinden, sanığın uygulamalarında tıbbi standartlara aykırılık olup olmadığı varsa bu uygulamalarla hastanın ölümü arasında illiyet bağı kurulup kurulamayacağının Adli Tıp Üst Kurulundan sorulması tıbbi uygulamalara aykırı davranışlarının ve bu fillerle ölüm arasında uygun illiyet bağının kurulması halinde taksirle öldürme, tıbbi standartlarda aykırı davranışla ölüm arasında uygun illiyet bağının bulunmaması halinde eyleminin TCK"nın 257/2. maddesi kapsamında değerlendirilebileceği de gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.