18. Ceza Dairesi 2019/11904 E. , 2020/505 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 125/1 (2 kez), 62 (4 kez) ve 52. (4 kez) maddeleri uyarınca iki kez 2.000,00 Türk Lirası adlî para ve iki kez 1.500,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5-8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına dair kapatılan İstanbul 18. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/07/2013 tarihli ve 2013/515 esas, 2013/1354 sayılı kararının 09/09/2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresinde 11/04/2014 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle anılan Kanun’un 86/2 (2 kez), 125/1 (2 kez), 62 (4 kez) ve 52. (4 kez) maddeleri uyarınca iki kez 2.000,00 Türk Lirası adlî para ve iki kez 1.500,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2017/263 esas, 2018/135 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 11/09/2019 gün ve 2019/86851 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “1- Sanık ..."ın, fiilen saldırıda kullanmaya elverişli olan ve bu nedenle 5237 sayılı Kanun"un 6. maddesine göre silah sayılan sopa ile mağdurlar ... ve ..."ye vurduğunun anlaşılması karşısında, eylemlerinin aynı Kanun"un 86/3-e maddesi kapsamında kaldığı, bu suretle sanık hakkında yaralama suçundan kurulan hükümlerde anılan Kanun"un 86/3-e maddesi uyarınca artırım yapılmamasında,
2- Söz konusu suçların mağduru olan ..."nin 26/10/2017 tarihli oturumda sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçmesi sebebiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 73/4 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir " denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Bir nolu isteme yönelik incelemede;
5237 sayılı Kanunun 86. maddesinde; "(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2)Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.
(3)Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır." hükümlerine yer verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık ..."ın, fiilen saldırıda kullanmaya elverişli olan ve bu nedenle TCK"nın 6. maddesine göre silah sayılan "sopa" ile mağdurlar ... ve ..."ye vurduğunun anlaşılması karşısında, eylemlerinin aynı Kanun"un 86/3-e maddesi kapsamında kaldığı, bu suretle sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerde TCK"nın 86/3-e maddesi uyarınca artırım yapılmaması hukuka aykırı bulunmuştur.
İki nolu istemle ilgili olarak hakaret suçundan kurulan hükümlere yönelik incelemede;
TCK"nın 131/1. maddesinde, "Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır." hükmüne yer verildiği,
CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında da, "Türk Ceza Kanunu"nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükmü yer almaktadır.
Bu düzenlemeye göre, TCK"nın 125/1 maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, kovuşturması şikayete bağlı suçlardan oldukları anlaşılmaktadır.
İncelenen dosyada; mağdurlar ... ve ..."nin 26/10/2017 tarihli duruşmada sanık ... hakkındaki şikayetlerinden vazgeçmiş olmaları ve sanığın da vazgeçmeyi kabul etmesi nedeniyle sanık ..."ın mağdur ... ve ..."ye yönelik hakaret suçundan açılan kamu davalarının, TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8 maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, şikayetten vazgeçme beyanı dikkate alınmadan mahkumiyet hükümleri kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
İki nolu istemle ilgili olarak kasten yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik incelemede,
İnceleme konusu somut olayda; mahkemece basit yaralama suçundan ceza verilmiş olsa da sanık ..."ın, yaralama eylemlerini silahtan sayılan "sopa" ile gerçekleştirmesi nedeniyle sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerde TCK"nın 86/3-e maddesi uyarınca artırım yapılmaması hukuka aykırıdır. TCK"nın 86/3-e maddesinde düzenlenen suçun şikayete bağlı suçlardan olmaması karşısında, şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi mümkün olmadığından bu yönde bozma isteyen kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki kasten yaralama suçlarından düşme kararı verilmesi yönündeki iki nolu istem yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Mağdurlar ... ve ..."ye yönelik hakaret ve kasten yaralama suçlarından sanık ... hakkında, İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2017/263 esas, 2018/135 sayılı kararının, (bir nolu istemle ilgili olarak aleyhe sonuç doğurmamak üzere) CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3- Hakaret suçundan iki nolu istemle ilgili olarak CMK"nın 309. maddesinin 4/d fıkrası uyarınca karardaki hukuka aykırılık, hükümlerin Yargıtay tarafından düzeltilmesini gerektirmekle; sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davalarının, TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8 maddeleri gereğince DÜŞMESİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.