Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/7842 Esas 2017/4805 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/7842
Karar No: 2017/4805
Karar Tarihi: 17.04.2017

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/7842 Esas 2017/4805 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın suç tarihindeki cep telefonu kullanımının tespiti için daha detaylı inceleme yapılması gerektiği belirtilerek, yazılı şekilde hüküm verilmenin eksik olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, sanık hakkında daha önce 5237 sayılı TCK'nin 58. maddesinin uygulanmamasına karar verildiği, Dairemizin bu kararıyla hüküm bozulduğu ve bu durumun sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiği fakat yeniden TCK'nin 58. maddesinin uygulanması kararı verildiği belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği bazı hükümler nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Katılanın yaralanma raporu temel alınarak sanığın daha fazla suç unsuru ile suçlanması gerektiği belirtilmiş ve sanığın suçu işlediği kanun maddesinin yetersiz kaldığı ifade edilmiştir. Son olarak, sanığın azmettirme eyleminin kanun maddelerinde belirtilen farklı fıkralara göre değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nin 58. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nin 87/2-b, d fıkraları
- 5237 sayılı TCK'nin 86/3. maddesi (c), (e) fıkraları
- 5320 sayılı Kanunun

3. Ceza Dairesi 2016/7842 E. , 2017/4805 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanığın suç tarihinde cep telefonu kullanıp kullanmadığının tespiti için öncelikle sanıktan olay tarihi itibariyle hangi telefon numarasını veya numaralarını kullandığının sorulması ve sanığın açık kimlik bilgileri ile TC kimlik numarası yazılmak suretiyle Avea (Türk Telekom), Turkcell, Vodafone gibi GSM şirketleri ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından sanığın olay tarihi itibariyle üzerine kayıtlı cep telefonu numarasının bulunup bulunmadığı hususunun sorulması, tespit edilmesi halinde numaraların 18.01.2006-25.01.2006 tarihleri arasında yapılan tüm görüşmelerin baz istasyonu bilgileri ile birlikte çıkartılarak incelenip, değerlendirilmesi ve ayrıca olay mahallinde kamera görüntülerinin mevcut olup olmadığı araştırılıp, mevcut olması halinde incelenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Bozma öncesi verilen hükümde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 58. maddesinin uygulanmamasına karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyiz edildiği ve Dairemizin 15.11.2012 tarihli kararı ile hükmün sanık lehine bozulduğu, bu durumun sanık lehine 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak teşkil ettiği halde, sanık hakkında TCK"nin 58. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
3) Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas-2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
4) Katılan hakkında düzenlenen...Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi"nin 17.04.2006 tarihli raporuna göre katılanın yüzde sabit ize ve kalıcı uzuv (duyu) kaybına neden olacak şekilde yaralandığı belirtildiği halde, sanık hakkında TCK"nin 87/2-b maddesi ile birlikte (d) fıkrasının da uygulanmasına karar verilmesi,
5) Sanığın kasten yaralama suçuna azmettirme eylemini kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve silahla işlediği halde, sanık hakkında uygulanan kanun maddesinin hükümde TCK"nin 86/3. maddesinin (c) ve (e) fıkraları olarak belirtilmesi gerekirken, (a) fıkrası olarak belirtilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 17.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.