Taraflar arasındaki “Boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Van Aile Mahkemesince boşanma, manevi tazminat ve nafaka talebinin kabulüne, maddi tazminat talebinin reddine dair verilen 20.11.2006 gün ve 2005/292 E., 2006/340 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından kusur, nafaka, manevi tazminat ve vekalet ücreti yönünden istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 22.11.2007 gün ve 2295-16355 sayılı ilamı ile; (...1-* Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni sayılmamış yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
2-Davacının temyizine hasren yapılan incelemeye gelince;
A-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * davalının çeyiz eşyası karşılığı istediği maddi tazminat ile ilgili usulüne uygun ve harcı verilerek açılmış bir davasının bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
B-Toplanan delillerden davacı kocadan kaynaklanan davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanmamış ve Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları oluşmamıştır. Davalı kadının manevi tazminat isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle manevi tazminat yönünden bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava;boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka istemine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların 24.06.2005 tarihinden bu yana evli olduklarını, davacının evlilik kurumunun kendisine yüklemiş olduğu tüm yükümlülükleri yerine getirdiği halde evliliklerinin temelinden sarsılarak bitme noktasına geldiğini, gerek ev ortamında, gerekse üçüncü şahısların bulunduğu ortamda davalının davacıyı rencide ettiğini, taraflar arasında baştan beri var olan anlaşmazlığın yanı sıra kültür ve bakış açısı farkları olduğunu, farklı karakterde ve anlayışta olduklarını, bu nedenle evliliklerinin daha fazla ilerleyemediğini ileri sürerek MK.166 m. uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tarafların kayınvalide ile birlikte yaşadıklarını, evliliğin başından beri ne kayınvalidenin, ne de görümcelerin davalıyı kabul etmediklerini ve davalıya karşı cephe aldıklarını, davalıya karşı eşini kışkırtarak huzursuzluk ortamı çıkardıklarını, bu kışkırtmalar sonucu davacı tarafın hiçbir şey sormadan, ne olup bittiğini bilmeden, davalıya karşı defalarca şiddete başvurduğunu, ağza alınmayacak, davalının onurunu zedeleyecek, ailesine yönelik sinkaflı küfürler ettiğini, davalının defalarca evden atıldığını, davacı tarafın baştan beri değişmeyen tavrı nedeniyle evlilik biriliğinin temelinden sarsıldığını, bu nedenle boşanmayı davalının da istediğini, evlilik nedeniyle davalının büyük maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, boşanmaya karar verilmesi halinde kendisi ve müşterek çocuk için nafakaya, maddi ve manevi tazminata karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Yerel Mahkemece tarafların evlendikleri günden itibaren davalının ailesi yanında oturdukları, bu nedenle de evliliklerinde sorunlar yaşamaya başladıkları, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu gerekçesi ile davanın boşanma yönünden kabulüne, tarafların boşanmalarına, velayetin anneye bırakılmasına, davalı anne lehine 150 YTL. yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 100 YTL.iştirak nafakasına hükmedilmesine, maddi tazminat talebinin taraflar çeyiz eşyası konusunda anlaştıklarından reddine, 5000 YTL. manevi tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine ilişkin olarak verilen karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile manevi tazminat yönünden bozulmuş, yerel mahkeme davacının davalıya göre daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile kararında direnmiştir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık davacı kocadan kaynaklanan, davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir durumun kanıtlanıp kanıtlanamadığı noktasındadır.
Her ne kadar boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de; bu hüküm temyiz edilmediği için kesinleşmiştir. Dosyadaki delillerden, boşanmayı gerektirir bir hadisenin varlığının ispat edilemediği belirlenmiştir. Yani somut olayda boşanma şartları oluşmamıştır.
O halde boşanma şartlarının oluşmadığı bir durumda manevi tazminat şartlarının da oluştuğundan bahsedilemez.
Tüm dosya kapsamına göre; Davacı kocadan kaynaklanan davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir hadisenin varlığı davalı tarafından kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları oluşmadığından manevi tazminata hükmedilmesi sözkonusu olamaz.
Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 17.9.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.