
Esas No: 2015/10513
Karar No: 2017/2723
Karar Tarihi: 04.04.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/10513 Esas 2017/2723 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.08.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 768 parsel sayılı taşınmazda önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazda davacı ve davalı pay malikidir. Davalının bu payı dava dışı önceki paydaşdan edindiği anlaşılmaktadır. Davalı, davacının önalım isteminin kabulüne ilişkin kararı taşınmazda fiili taksim bulunduğu gerekçesiyle temyiz etmiştir. Önalım davasına konu taşınmazlardaki fiili taksim savunması davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re"sen araştırılması gerekir.
Somut olayda; davalı yargılama sırasında fiili taksim savunmasında bulunmuş, ancak makemece, bu hususta yeterli inceleme, araştırma yapılmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, tarafların delilleri toplanarak, taşınmazda uzman bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılması ve bu konuda tarafların gösterdiği tanıkların keşif mahallinde dinlenerek keşfi izlemeye olanak sağlayacak bilirkişi raporu düzenlettirilerek eylemli bölüşümün bulunup bulunmadığını saptadıktan sonra, tüm delillerle birlikte hüküm vermek olmalıdır.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.