22. Hukuk Dairesi 2015/32426 E. , 2018/11166 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının 2008 yılının Ocak ayında davalı Üniversite bünyesinde çalışmaya başladığını, temizlik elemanı ve sekreter olarak kesintisiz biçimde 2011 yılı Temmuz ayına kadar çalıştırıldığını, 2011 yılında davacının işine son verildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının tüm alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının ilgili alacaklara hak kazanmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve fazla mesai süresinin hesaplanması noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde çalışma saatleri konusunda açık beyanda bulunmamış olup gece gündüz demeden çalıştığını, yeri geldiğinde fazla mesai, yapıp çok geç saatlerde eve döndüğünü beyan etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dinlenen tanık beyanlarına göre davacının haftaiçi 08.00-17.00 saatleri arasında, iki haftada bir hafta sonu 09.00-15.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilmek suretiyle denkleştirme esasına göre ayda 12 saat fazla mesai yaptığı tespit edilmiştir. Fazla mesai süresinin hesabında, yasal ara dinlenme süreleri dikkate alınmadığı gibi davacı tanıklarının ayda 9-10 gün hafta içi mesai saatinin 20.00-20.30"a kadar uzadığı yönündeki beyanları da dikkate alınmamıştır. Hal böyle olmakla birlikte, davacının haftaiçi 08.00-17.00 saatleri arasında, iki haftada bir hafta sonu 09.00-15.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, haftalık fazla mesainin ara dinlenme süreleri de dikkate alınarak yeniden hesaplanması gerekmekte olup yazılı şekilde kabul ile hüküm kurulması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, 08.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.