14. Ceza Dairesi 2016/9916 E. , 2016/8414 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (sanık), çocuğun basit cinsel istismarı, hırsızlık, kasten yaralama (suça sürüklenen çocuk)
HÜKÜM : Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan ceza verilmesine yer olmadığına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine, suça sürüklenen çocuğun; çocuğun nitelikli cinsel istismarı, hırsızlık suçlarından mahkûmiyetine, kasten yaralama suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.
Hükümlerden önce 20.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının her aşamada davalara katılması mümkün olduğundan, 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının davaya katılmasına ve Av. ..."ın katılan bakanlık vekili olarak kabul edilmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, hırsızlık, kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, beraati ve sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, katılan mağdure vekili, katılan bakanlık vekili ile suça sürüklenen çocuk ve müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen beraat ve suça sürüklenen çocuk hakkında kasten yaralama suçundan verilen hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar ile suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve hırsızlık suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin ONANMASINA,
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan dolayı 5237 sayılı TCK"nın 30. maddesi kapsamında hata nedeniyle beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, katılan mağdure vekili ile katılan bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden düzeltilmesi mümkün bulunduğundan sanık hakkında kurulan hükümde yer alan "...CMK"nın 223/3.d maddesi uyarınca sanık hakkında CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA..." ibaresinin çıkartılarak yerine "...CMK"nın 223/2.c maddesi gereğince sanığın BERAATİNE..." ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.12.2016 tarihinde üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş farklılığı sanık ... hakkında çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen hükümlerle sınırlıdır. Şöyle ki;
Dosya içeriğine göre hastane doğumlu olan mağdure suç tarihinde on beş yaşından küçüktür. Sanık ..., olaydan iki ay önce mağdure ile tanışmışlar,olay günü ise buluştuktan sonra mağdureye karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve cinsel istismar suçlarını işlemiştir. Yapılan yargılama sonucunda mahkemece TCK’nın 30.maddesine dayanılarak beraat ve ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Suç tarihinde reşit olan sanık ile olaydan iki ay önce mağdure ile tanışmışlardır. Olay günü de buluşup suç yerine gitmişlerdir. Bu nedenle sanık basit bir çaba ve ilgi ile mağdurenin yaşını kolaylıkla öğrenecek ortam ve zamana sahiptir. Olaydan önce mağdurenin yaşının büyük olduğu yolunda yanıltıcı bir bilgi de mağdure veya başkası tarafından sanığa iletilmemiştir. Bu durumda sanığın mağdurenin yaşı konusunda kaçınılmaz hataya düştüğünden söz edilemez. Aksi düşünce, faillerin yaş konusunda yanılgı iddialarının şüpheden sanık yararlanır ilkesine bağlı olarak her zaman kabulünü gerektirir. Bu durum ise özellikle tarafların anlaşmaları halinde kötü niyetli kişilerin korunmasına, çocukların ise korumasız kalmasına ve keyfiliğe neden olur. Somut olayda mağdureyi uzun süredir tanıyan sanık hakkında TCK’nın 30.maddesinin uygulanıp, mağdureyi daha önce hiç tanımayan, olay süresiyle sınırlı olarak gören ve bu sanıktan sonra kısa süre içerisinde mağdureye karşı benzer suç işleyen suça sürüklenen çocuğun bu hükümden yararlandırılmaması açıklanan sakıncalı yorum ve yaklaşımın bir sonucudur.
Açıklanan nedenlerle sanığın çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılması yerine, mağdurenin yaşı konusunda hataya düştüğünden bahisle yazılı biçimde beraat ve ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmadığı için hükümlerin bozulması gerektiği kanaatine varıldığından, sayın çoğunluğun hükümlerin onanması ve düzeltilerek onanması yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir.