23. Hukuk Dairesi 2014/4808 E. , 2015/716 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifte 1972-1988 yılları arasında 16 yıl taşıyıcılık yaptığını, kooperatifte hat hakkının tespiti için bu davayı açmak zorunda kaldığını ileri sürerek, anılan yıllar arasında kooperatif üyesi olduğunun ve hat hakkının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 1972-1988 yılları arasında davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair kararın taraf vekillerince temyizi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 18.10.2006 tarih ve 2006/9638 E., 2007/13014 K., sayılı ilamı ile, mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, böyle bir sonuca varılabilmesi için davacının aidat ödeme yükümlülüğü gibi yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmasının gerektiği, üye olan davacının kooperatife uğramaması ve aradan geçen süreye rağmen üye olduğunu ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceği, davacının 1990 yılı itibariyle kooperatif üyesi olduğunun sabit olması ve ihraç ya da istifasının ispatlanamamasına göre, kooperatife karşı var olduğu halde yerine getirmediği bir yükümlülüğünün bulunup bulunmadığının araştırılması ve varılacak sonuca göre durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek davacı yararına, dava dilekçesinde davacı esasen halen kooperatif üyesi olduğunun tespitini istediği halde, talebi yanlış değerlendirilerek ve davacıya da bir yarar sağlamayacak şekilde 1972-1988 yılları arasında davacının üye olduğunun tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek davalı yararına bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 01.12.2009 tarih ve 2008/6271 E., 2009/8202 K. sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazlarının reddiyle, uyulmasına karar verilen bozma ilamında belirtildiği üzere davalı kooperatifte genel olarak, tüm üyelerin kooperatife karşı aidat ve benzeri yükümlülüklerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, bu araştırmanın sonucuna göre davacının durumunun TMK"nın 2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçelerle hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 07.06.2012 tarih ve 2039 E., 4013 K. sayılı ilamıyla bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinin söylenemeyeceği, bozma ilamında, genel olarak tüm üyelerin bu arada davacının davalı kooperatife karşı aidat ve benzeri yükümlülüklerinin bulunup bulunmadığı araştırılarak davacının durumunun TMK"nın 2. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de mahkemece, bu yönde bir araştırma yapılmaksızın kooperatiften gelen yazı cevabına göre davalı kooperatifin düzenli aidat topladığı, davacının aidat yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, mahkemece, kooperatifin tüm defter, kayıt, belge, yönetim ve genel kurul kararları getirtildikten sonra, bu kayıtlar ile banka hesapları üzerinde konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılarak, kooperatif ortaklarının kooperatife karşı düzenli aidat ve benzeri yükümlülüklerinin bulunup bulunmadığı, diğer ortakların ve davacının kooperatife ödeme yapıp yapmadığı açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir şekilde belirlendikten sonra, davacının durumunun TMK"nın 2. maddesi kapsamında değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; davacının davalı kooperatife üye olduğu, ancak kooperatifin defter ve kayıtları ile banka hesapları üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının 1991 yılından sonra üyeliğine dair herhangi bir bilgiye rastlanılmadığının ve kooperatif aidatlarını ödemediğinin anlaşıldığı, bu durumda üyelik tespitini talep etmesinin TMK"nın 2. maddesine aykırılık teşkil edeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ile 16. Hukuk Dairesi"nin ve Dairemizin bozma ilamlarına uyulmasına rağmen, bozma ilamlarının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamlarında, mahkemece, kooperatifin tüm defter, kayıt, belge, yönetim ve genel kurul kararları getirtildikten sonra, bu kayıtlar ile banka hesapları üzerinde konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılarak, kooperatif ortaklarının kooperatife karşı düzenli aidat ve benzeri yükümlülüklerinin bulunup bulunmadığı, diğer ortakların ve davacının kooperatife ödeme yapıp yapmadığı açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir şekilde belirlendikten sonra, davacının durumunun TMK"nın 2. maddesi kapsamında değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, mahkemece, hükme dayanak yapılan bilirkişi incelemesinin kooperatifin tüm kayıt ve belgeleri üzerinde yapılmadığı, incelenen banka kayıtlarının dava tarihinden sonrasına ilişkin olduğu ve TMK"nın 2. maddesinin değerlendirileceği dönem olan davacının en son hazirun listelerinde yer aldığı 27.01.1990 ile dava tarihi arasındaki döneme ilişkin (1992 öncesinin imha edildiği anlaşılmakla, özellikle 1992-2000 arası döneme ilişkin) tüm kooperatif kayıtlarının bilirkişi incelemesine sunulmadığı ve bilirkişinin de tüm kayıtları incelemeden düzenlediği raporunda belirttiği davalı kooperatifin düzenli aidat toplayan bir kooperatif olduğu görüşüne itibar edilerek, davacının aidat yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; mahkemece, davalı kooperatiften 1992-2000 dönemine ilişkin defter ve kayıtların bulunduğu yer sorulup temin edilmesi, kooperatifin 2004 yılı öncesine ilişkin hesap dökümlerinin ilgili bankadan celbi, davalı kooperatifin 1990-2004 yıllarına ilişkin genel kurul tutanaklarının mevcutsa davalı kooperatiften temini, temin edilemez ise ..."ndan istenerek, Dairemizin 07.06.2012, 16. H.D."nin 01.12.2009, 11. H.D."nin 18.10.2007 tarihli bozma ilamlarında belirtildiği gibi, kooperatifin tüm defter, kayıt, belge, yönetim ve genel kurul kararları ve banka hesapları üzerinde konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılarak, kooperatif ortaklarının kooperatife karşı düzenli aidat ve benzeri yükümlülüklerinin bulunup bulunmadığı, diğer ortakların ve davacının kooperatife ödeme yapıp yapmadığı açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir şekilde belirlendikten sonra, davacının durumunun TMK"nın 2. maddesi kapsamında
değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, 19.11.2004 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 11.09.2012 olarak yazılması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.