14. Hukuk Dairesi 2021/354 E. , 2021/1149 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.04.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu 710, 1126, 1129, 1436, 1437 ve 1775 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazlara yönelik açılan davalar olduğunu, 1775 parsel sayılı taşınmazda bulunan yapıların kendisine ait olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Bir kısım davalı, davayı kabul etmediklerini beyan etmiş; davalı ... ise ortaklığın satış yoluyla giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
1-Dava konusu 710, 1126, 1129 ve 1437 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan incelemede;
Paydaşlığın (Ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (Ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olayda; dava konusu 710, 1126, 1129 ve 1437 parsel sayılı taşınmazlarda tapu kayıt maliklerinden ... kızı ..., ... kızı ... ..., ... oğlu ... ve ... oğlu ... Say’ın davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazların güncel tapu kayıtlarının dosya arasına alınması ve tüm paydaşların veya mirasçılarının davada taraf kılınması sağlanarak, savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Öte yandan, 1129 ve 1437 parsel sayılı taşınmazlarda kayıt maliki olan ... kızı ... ile 710 ve 1126 parsel sayılı taşınmazlarda kayıt maliki ... kızı ... ...’ın ve dosyada mirasçılık belgesi bulunan ... kızı ...’ın aynı kişiler olup olmadıkları hususunda tereddüt oluştuğundan, aynı kişiler olup olmadıkları araştırılarak, aynı kişiler olduklarının tespiti halinde tapuda gerekli düzeltmenin yapılması için davacı tarafa süre verilmesi; farklı kişiler olduklarının anlaşılması halinde ise sağ iseler kendilerinin ölü iseler ibraz ettirilecek mirasçılık belgesine göre mirasçılarının da davada yer almalarının sağlanması gerekir.
2-Dava konusu 1775 parsel sayılı taşınmaza yapılan incelemede;
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Ayrıca, paydaşlığın (Ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (Muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (Ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (Ortaklara) dağıtılır.
Davalı ... oğlu ...’ın temyiz dilekçesinde, dava konusu 1775 parsel sayılı taşınmaz yönünden muhdesat iddiasında bulunduğu anlaşılmakla mahkemece, dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan “Üzerindeki binalar ... oğlu ...’e aittir” şerhi dikkate alınarak, ayrıca davalı temyiz dilekçesinde muhdesatın aidiyeti hususunda dava açtığını belirttiğinden bu davanın sonucu beklenerek, muhdesatın paydaşa aidiyetine karar verilir ise bilirkişiden rapor alınarak dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi tarafa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulmasını gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 23.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.