20. Hukuk Dairesi 2017/7659 E. , 2020/411 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde, dava konusu ... köyü kadastro tespiti yapılırken müvekkillerinin babası olan ... adına tapulu olan 588 parselin etrafında bulunan bir kısım yer taşlık ve çalılık olması nedeniyle tespit dışı bırakıldığı, tespit işlemlerinin 1951 yılında yapıldığı, murisin 1970, 1973 yıllarında bu alanı imar-ihya ederek tarla haline getirdiğini ölümüne kadar kendisinin ölümünden sonra da mirasçıları olan davacıların yaklaşık 15.000 m2 olan bu yeri kültür toprağı olarak bu tarihe kadar kullanmaya devam ettikleri belirtilerek zilliyetlikle kazanma şartları olduğundan veraset ilamındaki hisseleri oranında adlarına tapuya tescili istenilmiştir.
Davalı Orman Genel Müdürlüğü vekili 23.05.2016 havale tarihli dilekçesinde; davaya konu yerin orman vasfında olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; dosyada mevcut 23/11/2015 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmazın daha önceleri hali taşlık, kayalık boş arazi iken davacıların babasının ihya ederek tarla olarak kullandığı, 40 yıldır önceleri davacıların babası o öldükten sonrada davacıların nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullandıkları, taşınmazın orman ve köy ortak kullanım alanlarından olmadığı ve Medeni Kanunun 713. maddesi gereğince davacıların 20 yıllık nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyet bulundukları gerekçesiyle davacıların davasının kabulüne;
1-Adana ili, Sarıçam ilçesi, Büyükbaklalı mahallesinde bulunan kuzey doğusunda davacılara ait Büyükbaklalı mahallesi (588 parsel) 15371 ada 3 parsel, güneyi, doğusu, batısı tescil harici olan 15.103,05 m2 miktarındaki dosyadaki harita mühendisi bilirkişi ..."ın 23/11/2015 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmazın Medeni Kanunun 713.maddesi gereğince davacılar adına 1/4 er hisse olarak tapuya tesciline,
2-Davalı Orman Yönetimi vekilinin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1952 yılında kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmaz bu çalışmada tapulama harici bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmaza ait 1953 ve 1975 yıllarına ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları üzerinde taşınmazların tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı ve kullanılan yerlerden olup
olmadığı, taşınmazlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşları ve dağılımları ile ilgili yapılan inceleme yetersizdir. Ayrıca taşınmazların dava tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki, durumu da incelenmemiştir. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; öncelikle mahkemece 1953 ve1975 yıllarına ve dava tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları, bu hava fotoğraflarından yararlanılarak üretilen memleket haritaları ve varsa amenajman planı ve fotogrametri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı aracılığıyla mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişi eliyle taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı ve kullanılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşları ve dağılımları ile ilgili açıklama yapmaları istenmeli ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/02/2020 günü oy birliği ile karar verildi.