23. Hukuk Dairesi 2016/6548 E. , 2019/226 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl ve birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 22.12.2005 tarihinde yapılan sözleşme ile müvekkilinin kooperatiften bir daire aldığını, daire parasının tamamını davalıya ödediğini, daha sonra satış sözleşmelerinin iptal edildiğini öğrendiğini, alıcıların ödemiş olduğu paraların davalı hesabına aidat olarak girileceği ve bu şartlarda kendisinin daire sahibi olabileceğinin tebliğ edildiğini, müvekkilinin daire parasının tamamını ödeyerek anahtar teslim olarak satın aldığını, davalının sözleşmeyi hiçe sayıp tek taraflı olarak sözleşmeyi iptal ederek müvekkilini yeniden borç altına sokmak istediğini, haricen öğrendiklerine göre davalının bu daireyi başkalarına sattığını ileri sürerek öncelikle taşınmaz üzerine tedbir konulmasını, yargılama sonucunda sözleşme gereği dairenin sözleşme şartları dahilinde müvekkiline teslimini, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 22.12.2005 tarihli sözleşme ile müvekkilinin aldığı dairenin piyasa fiyatlarına göre değerinin tespiti ile dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, masraf ve vekalet ücretlerinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, birleşen davada davalı kooperatifin müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin usulsüz olduğu gerekçesiyle davalı kooperatife borcu olduğunu ve borcun 10 gün içinde ödenmesini ihtar edildiğini, dairenin anahtar teslim alındığının ve borçlarının olmadığının bildirildiğini ancak davalının müvekkilini kooperatif üyeliğinden çıkarma kararı alındığını ileri sürerek davalı kooperatifin davacı aleyhine aldığı 05.11.2007 tarih ve 258 numaralı davacının üyelikten çıkarılması kararının iptalini, kooperatif üyeliğinin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, ortada geçerli bir satış işlemi olmadığını, kooperatifin 2005 yılı faaliyetleri hesapları, yönetim kurulu işlemlerinin aklanmadığını, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/2647 Hazırlık sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, satış belgesinde yönetim kurulu üyelerinin yeterli imzalarının bulunmadığı gibi genel kurul
tarafından bu satış işleminin kabul edilip edilmemesi yönünde yönetim kuruluna yetki verildiğini, satış işleminin kooperatif yönetim kurulu tarafından tamamen kooperatifin zararına olan, gerçek olmayan muvazaalı ve eksik bir işlem olarak değerlendirildiğini, kooperatifler kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerinde davacının ödemesi var ise ne şekilde ödeneceğinin ortada olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; kooperatif muhasebesinin uygulamadaki mevzuata uygun tutulmadığı, davacının yaptığı veya yaptırdığı işlemlerde tutarlılık bulunmadığı, davacının peşin ödeme ile satın aldığını iddia ettiği daireden söz edilemeyeceği, bu nedenden dolayı da (D) blok 15 no.lu dairenin davacıya teslim edilmesinin mevzuata uygun olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen dava açısından her ne kadar ihtar süresi olarak bir ay yerine 30 gün verilmiş ise de, söz konusu ayın 31 gün çekmediği, dolayısı ile ..."ın istikrar kazanmış içtihatlarına göre salt bu nedenle iptal edilmemesi gerektiği gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. İhraç kararının iptali davalarında ihraca dayanak yapılan ihtarnamelerin açık olması, ödenecek borcun ne kadar olduğu, hangi üyelikle ilgili olduğu hususlarında herhangi bir tereddüte yer vermeyecek şekilde açık olması gerekmektedir. Dosyada örnekleri bulunan birinci ve ikinci ihtarnamelerde yukarıda belirtilen şekilde açıklık bulunmadığı, bu nedenle ihraç kararına dayanak yapılamayacağı anlaşılmaktadır.
Usulüne uygun olmayan ihtarname dayanak yapılarak ihraç kararı verilemeyeceğinden ihraç kararının iptaline ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin asıl dava ve birleşen dava yönünden diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.