22. Hukuk Dairesi 2017/46586 E. , 2018/11143 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, tazminat alacaklarına hak kazanılmadığını, sair alacak taleplerinin de haksız olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 18/11/2014 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (h) alt bendinde, işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunda işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu hükme bağlanmıştır.
4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde ise, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi işverence, 23.12.2011 tarihli yazılı fesih bildirimiyle, 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (h) ve (ı) alt bendleri hükümlerine dayanılarak feshedilmiştir. Mahkemece, gerek bozma öncesi hükümde, gerekse de bozma sonrası hükümde, davacı işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmamakta ısrar etmesi gerekçesiyle, iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun"un 25/II-(h) maddesi uyarınca haklı sebeple feshedildiği kabul edilerek, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Öncelikle, Dairemizin 18/11/2014 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere, yazılı fesih bildiriminde özetlenen ve dosya içeriğine bir sureti sunulan, 21/04/2011, 24/05/2011, 14/06/2011, 29/07/2011, 03/09/2011, 17/09/2011 tarihli tutanaklarda belirtilen eylemler, altı iş günlük hak düşürücü süre geçmesi nedeniyle, işverene haklı fesih imkanı tanımaz. Ancak, 17/12/2011 ve 19/12/2011 tarihli tutanaklarda bahsi geçen eylemlerin, 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (h) ve (ı) altbentleri hükümleri nazara alınarak değerlendirilmesi gereklidir.
17/12/2011 ve 19/12/2011 tarihli tutanaklarda, taşıyıcıdan teslim alınan aracın hasarlı olmasına rağmen, bu hasarın tespit edilmeyerek hasar tespit raporuna yazılmaması şeklindeki eylemler belirtilmiştir. Feshe konu, 17/12/2011 ve 19/12/2011 tarihli tutanaklarda bahsi geçen araçların teslimine dair, dava dışı Mer Tur Otomotiv ve Taşımacılık A.Ş. tarafından düzenlenmiş taşıma irsaliyelerinin ve bu irsaliyeler ekinde yer alan hasar tespit raporlarının incelenmesinden, bahsi geçen araçların davalının ... isimli işçisi ( davalı tanığı) tarafından teslim alındığı ve araçlarda hasar bulunduğuna dair bir kaydın hasar tespit raporuna yazılmadığı anlaşılmaktadır. İşyeri kayıtlarının incelenmesinden ise, araçları teslim alan ..."ten, görev tanımında olmamasına rağmen araçların neden kendisi tarafından teslim alındığı hususunda savunmasının istendiği, işçinin işverene verdiği savunmalarında özetle, davacının talimatı üzerine araçları teslim aldığını ve formları imzaladığını, bu görevin kendisine ait olmadığını bildiğini, teslim anında yapılan kontrolde ise araçtaki hasarları farkedemediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davalı tanığı ..., bozma ilamından sonra devam edilen yargılamada alınan ifadesinin ilgili kısmında “...davacı işten çıkarılmadan önce yaklaşık 8-9 aracın alımını yaptık, ancak bu araçlardan bir tanesi hasarlı çıktı, bu nedenle işten çıkarıldı, araçlarda hasar olup olmadığının kontrollerini birlikte çalıştığımız dönemde davacı yapıyordu ve aynı zamanda bana da işi öğretiyordu, hasarlı çıkan aracın kontrolünü de o yaptı, ancak imzayı ben attım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Araçlardaki hasarla ilgili olarak, 17/12/2011 tarihli tutanakta, aracın ön tampon sağ kısmının hasarlı olduğu belirtilmiş; diğer araç hakkındaki 19/12/2011 tarihli tutanakta, hasar bedelinin 3.728,61 TL olduğu yazılmıştır. Bu bilgiler haricinde, dosya kapsamında, araçların gördüğü hasara ilişkin fotoğraf, teknik servis formu, ekspertiz raporu, hasar bedeline dair fatura ve sair belgeler davalı tarafça sunulmamıştır.
Bozmadan sonraki yargılamada, davacının görev tanım belgesinin sunulduğu, görevlerinin arasında, sıfır araç teslimi, arıza, hasar ve eksikliklerin bildirilmesi gibi görevlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı tanığı ...’ün ise görev tanım belgesi dosya içeriğine sunulmamıştır (Davalı vekilinin Uyap üzerinden dosyaya sunduğu, 07/09/2015 elektronik imza tarihli dilekçede, ekte davalı tanığı ...’ün görev tanım belgesinin sunulduğu belirtilmiş ise de, dilekçe ekinde davalı tanığının görev tanım belgesinin bulunmadığı sabittir).
Davalı tanığı ...’ün atfı kabahat niteliğindeki beyanına tek başına itibar edilmesinin mümkün olmadığı da gözetilerek, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda, davacının sabit olan eyleminin, hatırlatıldığı halde görevi yapmamakta ısrar değil; işin eksik veya yetersiz olarak yerine getirilmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda fesih haklı değil, ancak geçerli sebebe dayanmaktadır. Geçerli sebeple fesih halinde ise, işverenin kıdem ve ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü vardır. Zarara ilişkin fesih sebebi bakımından ise; işveren çalışanlarınca düzenlenen 17/12/2011 tarihli tutanakta, aracın ön tampon sağ kısmının hasarlı olduğu; diğer araç hakkındaki 19/12/2011 tarihli tutanakta hasar bedelinin 3.728,61 TL olduğu yazılmış olup, dosyaya araçların gördüğü hasara ilişkin fotoğraf, teknik servis formu, ekspertiz raporu ve hasar bedeline dair fatura sunulmamıştır. Dolayısıyla zarar bedelinin usulünce ve itibari kabil belgelerle kanıtlanamaması sebebiyle, zarar feshi yönünden feshin haklı sebebe dayandığının kabulü mümkün değildir.
Anılan sebeplerle, bilirkişi raporunda yer alan hesaplamanın denetlenmesi suretiyle kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken, söz konusu taleplerin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yukarıda yazılı sebepten kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.