23. Hukuk Dairesi 2014/2981 E. , 2015/714 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında varılan sözlü mutabakat kapsamında, davalı işçilerinin 2010 yılı periyodik muayene ve tahlillerinin müvekkili hastanede yapıldığını, sunulan hizmete karşılık düzenlenen 05.08.2010 tarih, 6.995,84 TL bedelli faturanın ödenmediğini ileri sürerek, fatura bedelinin 05.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında 2010 yılında davalı şirket çalışanlarının yapılacak periyodik muayenelerine ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığı gibi, sözlü talimatın da bulunmadığı, ayrıca periyodik muayenelerin kamu hastanelerinde ücretsiz olarak yapılabileceği, kaldı ki 2010 yılı öncesinde periyodik muayenelerin devlet hastanesinde ücretsiz olarak yapıldığı, yine davacı şirketin %4 ortağı ve aynı zamanda davalı şirketin kurum doktoru olan ..."un, davalı şirket personelini davacı şirkette muayene olmaları hususunda yönlendirdiğine dair kanaat hasıl olduğu, yapılan muayenelerin davalı şirketin onayı alınmaksızın yapıldığının sabit olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile değiştirilen 6102 sayılı TTK"nın 5. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, tacir olan tarafların ticari işletmesi ile ilgili alacak davası (nispi ticari dava) niteliğindedir. Bu durumda mahkemece, yargı çevresinde müstakil bir asliye ticaret mahkemesinin bulunmadığı gözetilerek asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerekirken, asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla yürütülüp, sonuçlandırılması doğru olmamıştır.
Öte yandan, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nın 20. maddesi "Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir. Ayrıca, tacir, verdiği avanslar ve yaptığı giderler için, ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanır."" hükmünü içermektedir.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı hususu uyuşmazlık dışı ise de, davalıya ait işçilerin davacı hastanede periyodik muayenelerinin yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça, taraflar arasında sözleşme bulunmadığı ve işçilerin periyodik muayeneleriyle ilgili bir talimatlarının olmadığı savunulmuştur. Mahkemece dinlenen davacı tanıkları olan işçiler, amirlerinin bilgisi ve talimatı ile 2010 yılında periyodik muayenelerinin davacı hastanede yapıldığı hususunda beyanda bulunmuşlardır. Davacı tarafça, sözkonusu muayenelere ilişkin fatura ve tetkik örnekleri sunulmuştur.
Bu durumda mahkemece, aralarında tıp doktorunun bulunduğu uzman bilirkişi kurulu oluşturulup, davacı tarafça sunulan belgeler ve tanık anlatımları değerlendirilerek, davacının muayene ve tahlillerin yapıldığı tarih itibariyle haketmiş olduğu hizmet bedeli alacağının miktarı ile ilgili rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, davacının fiilen hizmet verdiği hususu gözardı edilerek, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.