Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5132
Karar No: 2018/11140
Karar Tarihi: 08.05.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/5132 Esas 2018/11140 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2018/5132 E.  ,  2018/11140 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için tebligat gideri verilmediğinden duruşma isteğinin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkili işçinin davalıların kat maliki oldukları apartmanda 10/07/2007-18/09/2013 tarihleri arasında apartman görevlisi olarak çalıştığını, çalışmalarının Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmediğini, haftanın altı günü, hiç yıllık izin kullanmadan çalıştığını, temizlik, servis, fatura ve kargo teslim alınması, aidat toplanması, çöp toplama, bahçe sulama ve sair işleri yürüttüğünü, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiği, aylık ücretinin asgari ücretin altında ödendiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, aylık ücret, fazla çalışma, tatil ve bayram ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. 22/05/2014 tarihli dilekçesiyle ise, apartman yönetimine izafeten yöneticiyi davalı sıfatıyla davaya dahil etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın kat maliklerine değil, apartman yönetimine karşı açılması gerektiğini, kat maliki olan müvekkilleri bakımından husumetten red kararı verilmesi gerektiğini, davacının ve eşinin, yönetici ...’nın hemşehrisi olmaları ve müşkül durumda bulunmaları sebebiyle temmuz 2007 itibariyle apartmanın bodrum katındaki kapıcı dairesinde belli bir süre konaklamaları için yer temin edildiğini, sonraki evrede davacının haftanın sadece iki günü, yaklaşık iki saat süre ile merdiven temizliği yaptığını, bunun karşılığında kendisine apartman temizlik ücreti ödendiğini, başkaca bir iş yapmadığını ve görev verilmediğini, davacının kapıcı ya da apartman görevlisi olarak istihdam edilmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
    634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34. maddesi gereğince kat malikleri, ana gayrimenkulün yönetimi için bir yönetici veya üç kişilik yönetim kurulu seçmek zorundadırlar. Kat malikleri bu konuda anlaşamazlarsa yönetici Sulh Mahkemesince seçilir. Aynı Kanunun 35. maddesinde yöneticinin görevleri ayrı ayrı gösterilmiştir. Bu görevler ana gayrimenkulün yönetimiyle ilgili olup yönetimin gerektirdiği ortak giderleri yapmak yetkisini de içermektedir.
    634 sayılı Kanun’un 38. maddesinde yönetimin, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumlu bulunduğu belirtilmiştir. Bu durumda yönetici, vekaletnameyle tayin edilen bir vekil gibi değildir. Kanuni bir temsilcidir, yetkisini kanundan almaktadır. Bu sıfatla yaptığı sözleşmelerden dolayı kendisine husumet yöneltilebilir. Kat malikleriyle yönetici arasındaki ilişki ise 634 sayılı Kanunda ayrıca düzenlenmiştir. Temsil yetkisi Kanundan doğduğu için, verilecek kararın mali sonuçları kat maliklerine ait olacaktır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 110. maddesinde “Konut kapıcılarının hizmetlerinin kapsam ve niteliği ile çalışma süreleri, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri, yıllık ücretli izin hakları ve kapıcı konutları ile ilgili hususların düzenlenmesinde uygulanacak değişik şekil ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.” denilmiştir.
    03/03/2004 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Konut Kapıcıları Yönetmeliği’nin "Yöneticinin Yetki, Görev ve Sorumlulukları" başlıklı 4. maddesi uyarınca, yönetici, İş Kanunu ve bu yönetmeliğin uygulanmasında ve yargı uyuşmazlıklarında işveren temsilcisidir.
    İş hukuku anlamında ortaya çıkabilecek idari ve yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni temsil eder. Bu itibarla, kapıcının işveren hakkında açabileceği davanın kat maliki ya da maliklerine karşı açılması gerekmekte ise de, Yönetmelikten doğan bu temsil yetkisine göre davanın doğrudan yönetici hasım gösterilerek açılması da mümkündür. Ancak bu halde dahi hükmün doğrudan yönetici hakkında kurulması doğru değildir. Mahkemece kat maliki ya da malikleri adına yönetici hakkında karar verilmesi gerekir. Zira Yönetmeliğin 4/d maddesine göre, yöneticinin ana taşınmazda üstlendiği görevleri itibarıyla kat maliki ya da maliklerinden tahsil ederek, kapıcının kanundan doğan haklarını ödeme yükümlülüğü vardır.
    Somut uyuşmazlıkta, davanın kat malikleri olduğu belirtilen şahıslara karşı açıldığı ve 22/05/2014 tarihli dilekçeyle de apartman yönetiminin davalı sıfatıyla davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, esas hakkındaki 29/12/2014 tarihli kararda, gerekçeli karar başlığında davalı olarak kat malikleri yazılmış; hüküm sonucunda ise infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm altına alınan alacakların “davalıdan tahsiline” şeklinde hüküm fıkrası tesis edilmiştir. 25/02/2015 tarihli tashihe dair ek kararda ise, bu kez karar başlığında davalı taraf olarak sadece apartman yönetimi yazılmış ve tashihe ilişkin hüküm fıkrasında ise, kat malikleri şahısların karar başlığından isimlerinin çıkartılmasıyla kararın apartman yönetimi hakkında verildiğinin tespitine karar verilmiştir. Öncelikle şu husus belirtilmelidir ki; davanın kime yöneltileceği konusunda tercih hakkı davacı tarafa aittir. Diğer taraftan, mahkemece, yazılı şekilde birbiriyle çelişkili ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde uygulama ile hüküm tesis edilmesi de yerinde değildir.
    Davacı vekili, davayı hem kat maliklerine hem de (22/05/2014 tarihli dilekçeyle) ilaveten apartman yönetime yöneltmiştir. Ancak, yukarıda yapılan açıklamalar da dikkate alındığında, davanın ya tüm kat maliklerine ya da sadece kat maliklerini temsilen yönetime karşı yöneltilmesi gereklidir. Bu halde, davacı vekilinden tercihi sorularak, davayı tüm kat maliklerine karşı mı ya da sadece temsilen yönetime karşı mı devam ettirmek istediği hususundaki açık iradesi belirlenmelidir. Neticeye göre, yargılamaya devam edilmelidir.
    Diğer taraftan, davacının açtığı hizmet tespiti davasının İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2016/5 esas sayılı dosyasında derdest olduğu ve söz konusu davada 10/07/2007-18/09/2013 tarihleri arasında kesintisiz şekilde çalıştığının tespitine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Hizmet tespiti davası, her ne kadar eldeki davanın karar tarihinden sonra açılmış ise de, hizmet tespiti davasında, iş bu alacak davasından farklı olarak re’sen araştırma ilkesi uygulanmaktadır. Dolayısıyla, hizmet tespiti davasında verilecek kararın kesinleşmesinin beklenilmesi zorunluluğu doğmuştur. Anılan sebeple, hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılarak, oluşacak sonuca göre yapılacak değerlendirmeyle esas hakkında bir karar verilmelidir.
    Yukarıda yazılı sebeplerden, sair yönleri incelenmeksizin kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi