8. Hukuk Dairesi 2010/692 E. , 2010/3123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair .. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 21.07.2009 gün ve 577/1088 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, Hazine adına kayıtlı 3117 parsel kapsamında bulunan 2 parça taşınmazın 2861 ve 2862 parselle birlikte 50 yıldan fazla süreyle tarım arazisi olarak kullanıldığını açıklayarak tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, kazanma koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ,teknik bilirkişi raporunda (J) harfiyle gösterilen 405.72 m2"lik yerin tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline, (M) harfiyle gösterilen bölüme ilişkin davanın reddine karar verilmesi üzerine; hükmün redde ilişkin bölümü davacı vekili, kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ham toprak niteliğindeki 3117 parsel, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bulunan yerlerden olduğu açıklanarak 3402 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca davalı Hazine adına tesbit edilmiş, 06.11.2002 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, yerel bilirkişi ve tanıklar soyut nitelikteki beyanlar ile dava konusu yerlerin tarım arazisi olarak kullanıldığını bildirmişler ise de, mahkemece mahallinde yapılan gözlem taşınmaza ait resimler ve uzman ziraat bilirkişi açıklamalı raporunda (M) harfiyle gösterilen yerin üzerinde tarımsal faaliyet yapılmadığı, bağ ve tarım arazisi olarak kullanılmadığı açıklandığına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, (M) harfiyle gösterilen yere ilişkin hüküm bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Davalı Hazine vekilinin teknik bilirkişi raporunda (J) harfiyle gösterilen bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece taşınmazın “bağ” niteliğinde kullanıldığı görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de ziraatçı uzman bilirkişi taşınmazın bakımsız elma ve meşe ağaçlarıyla kaplı olduğunu 15-20 yıldır tarımsal faaliyet yapılmadığını, Yemliha Barajını görmesi nedeniyle değerlendiğini bildirmiş olup taşınmaza ait fotoğraftan da tarım arazisi niteliğinde olmadığı red kararı verilen (M) harfiyle gösterilen bölüm ile aynı görünüm de olduğu nitelik bakımından aralarında fark bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yer üzerinde yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olup taşınmaz bölümünün tarım arazisi olup olmadığı yönünde duraksamalar hasıl olmuştur. Dava konusu 3117 parsel ham toprak niteliğinde davalı Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Mahkemece taşınmazın bulunduğu bölgeye ait hava fotoğrafı ve topoğrafik haritalar istenilerek uygulanmamış, taşınmazın niteliği hususundaki tereddütler giderilmemiştir.
Dava konusu taşınmaz üzerinde, davacının zilyetliğinin başladığı tarih, tasarruf durumu ve hangi tarihte tarımsal faaliyete başlanıldığını en iyi belirleme yöntemi, hava fotoğrafları olup hava fotoğraflarının tesbit tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tesbit tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskopla incelenmesi gerekmektedir. İki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafının stereoskop altında incelenmesi halinde arazinin üç boyutlu olarak görülmesi, taşınmazın sınırları ile ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde belirlenebilmesi mümkün olabilecektir.
Mahkemece, taşınmazın bulunduğu bölgeye ait hava fotoğrafları ile topoğrafik haritaların getirtilmesi, HUMK.nun 259. maddesi hükmü uyarınca; yerel bilirkişi ve tanıklar ile birlikte ziraat yüksek mühendisi, harita veya kadastro mühendisi ile bir jeolog bilirkişiden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi marifetiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle niteliği, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin süreci, sürdürülüş biçiminin tereddütlere mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi, tesbit tarihinden geriye doğru davacı lehine kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıklığa kavuşturulması bu konuda harita, jeolog ve ziraat mühendisinden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, temyiz incelemesi sırasında gözönünde tutulmak üzere HUMK.nun 366. maddesi hükmü uyarınca dava konusu taşınmaz ve çevresinin resimlerinin çektirilip mahkeme hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, beyanlar arasında aykırılık çıktığı takdirde, aynı Kanunun 265. maddesi hükmü nazara alınarak giderilmesine çalışılması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan araştırma ve incelemeler yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak (J) harfiyle gösterilen bölüme ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile (J) harfiyle gösterilen yere ilişkin hüküm bölümünün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 10.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.