Dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili, iftira suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü. Sanığın kendisini katılana Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık bölümü yüksek lisans mezunu olarak tanıttığı ve katılanın kendisine restorasyon işini vermesini sağladığı, akabinde katılan ile 180.000 TL bedel karşılığında anlaşarak 150.000 TL parayı peşin olarak aldığı, karşılığında ise 31/10/2012 düzenleme tarihli 150.000 TL bedelli teminat senedini katılana verdiği, katılanın senedi icraya koyacağını söylemesi üzerine 07/12/2012 tarihinde Gölbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğü" ne müracaat ederek katılanın kendisine zorla 150.000 TL tutarında senet imzalattırdığını beyanla şikayette bulunduğu, 17/12/2012 tarihinde katılan hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, sanığın bu şekilde dolandırıcılık ve iftira suçlarını işlediği iddia edilen somut olayda; 1-Sanığın dolandırıcılık suçundan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Sanık savunması, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, sanık ile katılan arasındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin beraat hükmüne ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 2-Sanığın iftira suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Somut olayda; sanığın katılanın kendisine zorla senet imzalattırdığını ileri sürerek şikayetçi olduğu, katılan hakkında delil yetersizliği nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, sanığın ileri sürdüğü iddiaların suç işlemediğini bildiği kimseye suç atmak biçiminde olmayıp Anayasal şikayet hakkını kullanma niteliğinde bulunduğu, bu nedenle iftira suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.