8. Hukuk Dairesi 2010/643 E. , 2010/3122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.11.2009 gün ve 542/467 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak ... üzerinde kayıtlı bulunan 118 ada 269 parselin tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, kazanma koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarla niteliğindeki 2836 m2 yüzölçümüne sahip dava konusu 118 ada 269 parsel, Behiye Yeniay zilyetliğinde iken 25 yıl önce terk edildiği, 2 yıl önce tekrar kullanılmaya başlandığı, tespit tarihine kadar kazanma süresi dolmadığı açıklanarak 26.09.2000 tarihinde ... adına tespit edilmiş, tutanağın 23.11.2001 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Teknik bilirkişi 1954 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın belli olmadığını, 1983 tarihli hava fotoğrafların da kısmen belli olduğunu bildirmiş, taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet yapılıp yapılmadığı, sınırlarının belli olup olmadığı hususunda net ve tatmin edici açıklamalarda bulunmamıştır. Mahkemece yapılan hava fotoğrafı uygulaması taşınmazın niteliğinin belirlenmesi bakımından yetersiz olup güney sınırında bulunan 14, 16, 18 ve 22 parseller ile doğusunda bulunan 118 ada 283 parsele ait kadastro tutanakları, tapu kayıtları ve dayanak belgeleri ile 240 ve 241 parsellere ait hüküm dosyaları getirtilerek taşınmaz başında uygulanmamış, dava konusu taşınmaz yönünü ne, kim ve neyi gösterdiği üzerinde durulmamıştır.
Dava konusu taşınmaz üzerinde tasarruf durumu ve hangi tarihte tarımsal faaliyete başlanıldığını en iyi belirleme yöntemi, hava fotoğrafları olup hava fotoğraflarının tespit tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskopla incelenmesi gerekmektedir. İki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafının stereoskop altında incelenmesi halinde arazinin üç boyutlu olarak görülmesi, taşınmazın sınırları ile ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde belirlenebilmesi mümkün olabilecektir.
Mahkemece, taşınmazın bulunduğu bölgeye ait hava fotoğrafları ile çevresinde bulunan parsellere ilişkin tapu kaydı, kadastro tutanakları varsa dayanak belgeleriyle hüküm dosyalarının eksiksiz olarak getirtilmesi, HUMK.nun 259.maddesi hükmü uyarınca; yerel bilirkişi ve tanıklar ile birlikte ziraat yüksek mühendisi, harita veya kadastro mühendisi ile bir jeolog bilirkişiden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi marifetiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle niteliği, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin süreci, sürdürülüş biçimi ve kadastro tutanağındaki açıklamalar dikkate alınarak zilyetliğin terk edilip edilmediğinin tereddütlere mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi, tespit tarihinden geriye doğru davacı lehine kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, bu konuda harita, jeolog ve ziraat mühendisinden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, temyiz incelemesi sırasında gözönünde tutulmak üzere HUMK.nun 366. maddesi hükmü uyarınca dava konusu taşınmaz ve çevresinin resimlerinin çektirilip mahkeme hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, beyanlar arasında aykırılık çıktığı taktirde aynı kanunun 265. maddesi hükmü nazara alınarak giderilmesine çalışılması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan araştırma ve incelemeler yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.