11. Hukuk Dairesi 2017/1705 E. , 2018/7027 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.01.2016 tarih ve 2014/282-2016/39 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı ... vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı ...Ş (temlik eden) vekili, müvekkili banka ile davalı arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye dayalı olarak davalıya çek karnesi verildiğini, bu çeklerin ödenmemesi nedeniyle müvekkili bankaca çek lehtarlarına kanuni karşılıktan olmak üzere toplam 25.080,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili bankanın ödeme tarihlerinden dava tarihine kadar işlemiş faizler olmak üzere toplam 31.771,19 TL nakdi, 8.960,00 TL gayrinakdi alacağı bulunduğunu belirterek nakti alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte, gayrinakdi alacağın ise depo talepli olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akdolunan sözleşmede yer alan "Faiz, Komisyon, Masraf, Vergi, Resim, Harç ve Fonlar" başlıklı maddede "Banka, Genel Kredi Sözleşmesi gereğince açılacak kredi ve hesaplar ile birlikte diğer her türlü kredi ve teminatlara, önceden bir ihbara ihtiyaç olmaksızın yetkili merciler tarafından tespit edilmiş, edilecek veya serbestçe tayin edeceği oranlarda faiz, temerrüt faizi .... uygulama ve bu oranları dilediği zaman ve miktarlarda tek yanlı olarak bir ihbarda bulunmaksızın artırma hakkına sahiptir." şeklinde yer alan hükümden hareketle davacı (temlik eden) bankanın belirlediği akdi faiz oranını davalıya ihbar etmesi gerektiği, ancak dosya kapsamında davacı (temlik eden) bankaca belirlenen ve uygulanan akdi faiz oranının ne olduğunun dosya kapsamında kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 30.407,35 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu miktara 07/05/2014 tarihinden itibaren yıllık %37.20 ve değişen oranlarda temerrüt faizi yürütülmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, kredi sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı, iki davalıya husumet yöneltilerek dava açmış, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 30.407, 35 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkeme hükmü bu haliyle belirsiz ve infazda tereddüt oluşturacak niteliktedir. Bu durumda infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip, infazı kabil yeni bir karar verilmek üzere kararın re"sen bozulması gerekmiştir.
2- Kabule göre de, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, alınan bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Öncelikle dosyada 05.01.2012 ve 24.09.2012 tarihli iki adet genel kredi sözleşmesi bulunduğu halde, mahkeme gerekçesinde ve bilirkişi raporunda dava konusu çek yapraklarının hangi sözleşmeye dayalı olarak verildiği hususu üzerinde durulmamış olup, ayrıca bilirkişi raporunda akdi faiz oranının belirli olmadığı belirtilmiştir. Oysa 24.09.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin 12. maddesinde akdi faiz oranına ilişkin belirleme bulunmaktadır. Yine bilirkişi raporunda, akdi faiz olarak avans faizi uygulandığı halde davacının temerrüde düşmesinden sonra bu kez nasıl tespit edildiği belli olmayan %37,20 oranında faiz uygulanmıştır. Kaldı ki, davacı banka ödediği çek bedelleri için toplam 25.080 TL ödeme yapıldığını, ödediği bu bedelin faizli bakiyesi olan 31.771,19 TL"nin tahsilini talep ettiği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ödediği çek bedelleri toplamının 28.215 TL olduğu, bu tutar üzerinden dava tarihine kadar 2.192,35 TL faiz bedeli olmak üzere davacının toplam 30.407,35 TL nakdi alacağının olduğunun tespiti üzerine, mahkemece 30.407,35 TL"nin tahsiline karar verilmesi gizli talep aşımı olup yerinde olmamış; kararın bu yönden de davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ..."e iadesine, 13/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.