8. Hukuk Dairesi 2010/700 E. , 2010/3120 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Konak Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.10.2009 gün ve 416/434 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., imar-ihya, miras, taksim ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuksal nedenlerine dayanarak mevkii ve sınırları dava dilekçesinde gösterilen yaklaşık 50.000 m2 yüzölçümündeki bir parça tapusuz taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuş, diğer davalı köy tüzel kişiliği yargılama oturumlarına katılmamış ve savunma yapmamıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, 27.2.2009 tarihli krokide A harfi ile gösterilen 4.636,50 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz, 1972 yılında yapılan kadastro çalışmasında “taşlık” niteliğiyle tespit dışı bırakılmıştır. Davacı yan, TMK.nun 713/1-3, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayanarak tapusuz taşınmazın tescili isteğinde bulunmuştur. Krokide A harfi ile gösterilen yerin davacı adına tesciline karar verilmişse de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. TMK.nun 999.maddesine göre, bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla tapu siciline tescil edilebilmesi için özel mülkiyete elverişli yerlerden olması gerekir. Yerel bilirkişi ve tanıklar yeterli süreye ulaşan zilyetliği, ziraat ve jeolog bilirkişiler tarım arazisi niteliğinde olduğunu, Fen ve harita mühendisi 8.10.2009 tarihli ek raporlarında hava fotoğrafında “üzerinde ağaç bulunmayan açık arazi olarak göründüğünü” bildirmişlerse de toplanan deliller hüküm kurmaya ve yanlar arasındaki uyuşmazlığı çözümlemeye yeterli değildir. Şöyle ki; tescili talep edilen bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan sonraki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olmaları gerekir. Taşınmazın tespit dışı bırakıldığı tarih olan 1972 yılından sonra, dava tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait (1982-1987 yılları arası ) ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının bulundukları yerden getirtilerek bu fotoğrafların stereoskopla ve işin uzmanı bilirkişi aracılığıyla incelenmesi halinde sağlıklı bir yargıya ulaşılacağı kuşkusuzdur. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiği taktirde arazi üç boyutlu olarak görülebilecek, taşınmazın sınırları belirlenebilecek ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespiti yapılabilecektir. Mahkemece, Ziraat Fakültelerinin Toprak Bölümünden seçilecek veya toprak konusunda uzmanlığı bilinen bir ziraat mühendisi bilirkişi ile bir harita veya kadastro mühendisi ve jeolog bilirkişiden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi aracılığıyla kadastrodan sonraki ve dava tarihinden geriye doğru 20-25 yıllık süreyi içerecek dönemde iki ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğraflarının merciinden getirtilip yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin belirlenmesine çalışılması gerekir.
Diğer yandan, HUMK.nun 366.maddesi hükmü gözönünde tutularak dava konusu yer ve çevresinin resimlerinin çektirilip mahkeme hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalıdır.
Bundan ayrı, dava konusu taşınmazın önceki niteliğinin belirlenmesi bakımından çevre 337, 338, 339, 357, 360, 363, 383, 394, 396, 397, 398, 399 ve 4621 parsellere ilişkin kadastro tutanaklarının onaylı ve okunaklı fotokopilerinin ve tescil ilamı ile oluşmuşlarsa ilam sureti ve dayanağı krokilerinin veya tescillerine ilişkin varsa hüküm ve revizyon kayıtları ile birlikte son maliklerini gösteren tapu kayıtları bulundukları yerlerden getirtilerek hüküm kurulurken gözönünde bulundurulması gerekmektedir.
Davalı Hazine vekilinin açıklanan bu nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün kabule ilişkin bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,10.6.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.