8. Hukuk Dairesi 2010/502 E. , 2010/3118 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile ... ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.10.2009 gün ve 56/454 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, imar-ihya ve 40 yılı aşan kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak dava dilekçesinde mevkii ve sınırları gösterilen ev ve kayısı bahçesi niteliğindeki yaklaşık 8 dönümlük taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, imar-ihya ve kazanma koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuş; TMK.nun 713/6.maddesi uyarınca dava konusu yerin ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, ev yapmak ve ağaç dikmek suretiyle sürdürülen zilyetliğin imar-ihya olarak değerlendirilemeyeceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiği görüşünden hareketle davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A, B ve C harfleriyle gösterilen toplam 7080 m2 yüzölçümlü yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Taşınmazın çevresinde bulunan 52 ve 974 parsellere ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile varsa dayanak belgeleri getirtilmemiş, 53 parselin dayanağı olan Ocak 1956 tarih 67 sayılı tapu kaydı ile tüm tedavülleri istenilerek taşınmazın yönünü ne, kim ve nasıl gösterdiği üzerinde durulmamıştır.
Bundan ayrı; taşınmazların sınırında sulama kanalı bulunmakta olup sulama kanalının hangi kurum ve kuruluş tarafından yapıldığı araştırılmamış varsa kanalın yapılmasına ilişkin kamulaştırma harita ve belgeleri getirtilerek taşınmaz başında uygulanmamış, TMK.nun 713/3.maddesi uyarınca ilgili idareye husumet yöneltilmemiştir.
Tescil konusu taşınmaz, 1965 yılında yapılan kadastro sırasında “taşlık” niteliğinde tespit dışı bırakılan bir yerdir. Bu maddeye dayanılarak; bir yerin tapuya tescil edilebilmesi için bu maddede yazılı olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp belirlenmesi, kazanma koşullarının kanıtlanması gerekmektedir. Davacı, dilekçesinde imar-ihya olgusuna dayanmamış, yerel bilirkişi ve tanıklar bu konuda bir açıklamada bulunmaksızın kazanmayı sağlayan zilyetlikten söz etmişlerdir. Dava konusu taşınmazın taşlık niteliğinde tespit dışı bırakılan yerlerden olduğu bildirildiğine göre, böyle bir yerin imar ve ihya edilmedikçe zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla; imar ve ihya ile başlamayan zilyetlik, kazanma bakımından hukuken bir değer taşımaz.
Dava konusu taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarih ve taşınmaz üzerinde hangi tarihte tarımsal faaliyete başlanıldığını en iyi belirleme yöntemi, hava fotoğrafları olup hava fotoğraflarının tespit tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskopla incelenmesi gerekmektedir. İki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafının stereoskop altında incelenmesi halinde arazinin üç boyutlu olarak görülmesi, taşınmazın sınırları ile ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde belirlenebilmesi mümkün olabilecektir.
Mahkemece, taşınmazın çevresinde bulunan parsellere ilişkin tapu kayıtları, kadastro tutanakları ve dayanak tapu kayıtları ile sulama kanalına ilişkin harita ve belgelerin ilgili yerlerden getirtilmesi, TMK.nun 713/3.maddesi uyarınca husumetin ilgili idareye yöneltilmesi, HUMK.nun 259.maddesi hükmü uyarınca; yerel bilirkişi ve tanıklar ile birlikte ziraat yüksek mühendisi, harita veya kadastro mühendisi ile bir jeolog bilirkişiden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi marifetiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, dava konusu yerin öncesi itibariyle niteliği, davacının bu yeri nasıl imar- ihya ettiği, imar-ihyanın başlama ve bitiş tarihleri, imar-ihya çalışmalarının tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar davacı lehine kazanma süresinin geçip geçmediğinin belirlenmesi, bu konuda harita , jeolog ve ziraat mühendisinden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, temyiz incelemesi sırasında göz önünde tutulmak üzere HUMK.nun 366.maddesi hükmü uyarınca dava konusu taşınmaz ve çevresinin resimlerinin çektirilip mahkeme hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, beyanlar arasında aykırılık çıktığı taktirde, aynı kanunun 265.maddesi hükmü nazara alınarak giderilmesine çalışılması, Kadastro Kanununun 17.maddesindeki tüm koşulların davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin gözönünde tutulması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi ve tarafların isteklerinin değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.