20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2202 Karar No: 2017/9420 Karar Tarihi: 14.11.2017
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2202 Esas 2017/9420 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/2202 E. , 2017/9420 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili, 21/05/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile davalı şirket adına kayıtlı olan ... ili, ... ilçesi, ...köyü 30 parselin öncesi itibarıyla orman olduğu ve 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman sınırı içinde kaldığı halde, 2013 yılında yapılan orman kadastro çalışması sonucunda orman sınırı dışında bırakıldığını belirterek, taşınmazın orman sınırı içine alınması, orman niteliğiyle Hazine adına tescili, el atmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmış, mahkemece, 2013/151 E. - 2015/140 K. sayılı kararla davanın kabulüne; 56 nolu Orman Kadastro Komisyonu çalışmasının iptali ile taşınmazın 14/08/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile işaretli 3070 m2 bölümünün orman sınırı içine alınmasına, tapu iptali tescil ve el atmanın önlenmesi isteminin tefrikine karar verilmiş, tefrik edilen dosya mahkemenin 2015/96 Esasına kaydedildikten sonra mahkemece genel mahkemenin görevine girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verilmiş, görevsizlik kararı davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 22/04/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1982 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, özel mahkeme niteliğinde bulunan ve tasfiye amacıyla kurulan kadastro mahkemelerinin görev alanının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. ve 27/1. maddeleri ile düzenlendiği, mülkiyetin nakli sonucunu doğuran tapu iptali tescil davalarının ise genel mahkeme niteliğindeki asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 14/11/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.