Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17495
Karar No: 2015/225
Karar Tarihi: 15.01.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/17495 Esas 2015/225 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kurum tarafından düzenlenen ödeme emirlerinin iptalini istemiş, mahkeme ise isteğin kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı kurum bu hükme itiraz etmiştir. Mahkeme kararında özellikle 506 sayılı Yasa'nın 80/12, 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesi ve TTK'nın 315. maddesi üzerinde durulmuştur. Hüküm, davalı kurumun temyiz itirazlarının kabul edilmesi sonucu bozulmuştur.
506 sayılı Yasa, sigorta primlerini ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerin üst düzey yöneticileri ve yetkililerinin Kurum'a karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını öngörmektedir.
5510 sayılı Kanun'un 88. maddesi ise Kurum alacaklarının haklı bir sebep olmaksızın belirtilen sürelerde ödenmemesi durumunda şirket yönetim kurulu üyeleri dahil üst düzey yöneticilerin ve kanuni temsilcilerin sorumlu olduğunu belirtmektedir.
TTK'nın 315. maddesi ise bir azalık açılırsa idare meclisi kanuni şartları haiz bir kimseyi geçici olarak seçip ilk toplanacak umumi heyetin tasvibine arzeder. Bu suretle seçilen aza umumi heyet toplantısına kadar vazifesini yapar.
21. Hukuk Dairesi         2014/17495 E.  ,  2015/225 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş Mahkemesi

Davacı, kurumca düzenlenen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 1. ve 3.maddelerine göre uygulanmaya devam edilmekte olan HUMK"nun 427. maddesine göre 2014 yılında mahkemelerce verilecek kararların temyiz edilebilmesi için temyize konu dava değerinin 1.890,00 TL" yi geçmesi gerekir.
Somut olayda, iptaline karar verilen 2009/11481 takip sayılı ödeme emrinin değeri 1.262,84 TL’dir.
Bu durumda mahkemece kurulan hüküm kısmen kesin nitelik taşıdığından 1.6.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde tutularak davalı Kurumun 2009/11481 takip sayılı ödeme emrine yönelik temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
3-Dava ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa"nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerin üst düzey yönetici ve yetkililerin Kurum"a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere "üst düzey yönetici" kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkesine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu"nun 317. maddesine göre Anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir.
Öte yandan süresinde ödenmeyen prim ve diğer kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa"nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa"da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa"nın mükerrer 35. maddesinde tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen ve tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerinin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerince tahsil edileceği bildirilmişse de 506 sayılı Yasa 6183 sayılı Yasa"ya nazaran özel bir yasa olup uygulanma önceliğine sahiptir.
01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun"un 88.maddesinin 20.fıkrasına göre "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." Kanun"un bu düzenlemesine göre 01.07.2008 tarihinden itibaren Kurum alacaklarından sorumluluk için şirket yönetim kurulu üyesi olmak yeterlidir.
Somut olayda, davacı Ü.. S.. dava dışı ve asıl borçlu işveren Ö....Tekstil Konfeksiyon San ve Paz A.Ş"nin 18.07.2007 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. Davacının temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığından 01.07.2008 tarihinden önceki prim borçlarından sorumlu olmadığına dair mahkeme kabulü yerinde ise de bu tarihten itibaren yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu için temsil ve ilzam yetkisinin aranmayacağı kanun gereğidir.
Öte yandan, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemin sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır. Davacı yönetim kurulu üyeliğinden 01.02.2008 tarihinde bir dilekçe ile istifa ettiğini ifade etmekte ise de bu dilekçenin şirkete ulaştığına dair herhangi bir belge ve kayıt sunulmadığı gibi yönetim kurulu kararı da bulunmamaktadır. Bu dilekçe her zaman düzenlenebilir nitelikte olup tebliğ edildiğine dair kayıt ve belge de sunulmamıştır. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşması zorunlu olup bu dilekçeye hukuken değer verilemez.
Davacı bir başkasının yönetim kurulu üyeliğinden istifası üzerine seçilmiş olup bu dönemde yürürlükte bulunan TTK"nın 315.maddesine göre "275 inci madde hükmü mahfuz olmak üzere bir azalık açılırsa idare meclisi kanuni şartları haiz bir kimseyi geçici olarak seçip ilk toplanacak umumi heyetin tasvibine arzeder. Bu suretle seçilen aza umumi heyet toplantısına kadar vazifesini yapar." düzenlemesi doğrultusunda ticaret sicil kayıtlarının tamamı getirtilerek, umumi heyet toplantısının hangi tarihte yapıldığı, davacının yeniden seçilip seçilmediği, 01.02.2008 tarihinden sonraki yönetim kurulu toplantılarını katılıp katılmadığı, katılmadığı takdirde yerine yeni bir üyenin seçilip seçilmediği araştırılmak suretiyle davacının yönetim kurulu üyeliğinin süresi tereddütsüz bir biçimde belirlendikten sonra 506 sayılı Yasa"nın 80/12 ve 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun"un 88.maddesinin 20.fıkrasına göre davacının sorumlu olduğu Kurum alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucunda yerinde olmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıdaki nedenlerle davalı Kurumun 2009/11481 takip sayılı ödeme emrine yönelik temyiz dilekçesinin kesinlikten REDDİNE, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi