Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9090
Karar No: 2017/9416
Karar Tarihi: 14.11.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/9090 Esas 2017/9416 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/9090 E.  ,  2017/9416 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve Ark. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.11.2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ... ve Ark. vekili Av. ... , karşı taraftan davalı Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili 18.06.2002 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü, ... mevkiinde bulunan taşınmazları davacıların imar ve ihya ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacılar adına tescilini istemiştir.
    ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazı davacılarla birlikte... ’dan satın aldıkları iddiasıyla, taşınmazın paylı olarak kendileri ve davacılar adlarına tapuya tescili istemiyle davaya katılmışlar, mahkemece, davacılar ve katılanların davalarının kabulüne, fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokili raporda (A) işaretli 1937,68 m² yüzölçümlü taşınmazın davacılar ile katılanlar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ile davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/06/2012 gün ve 2012/6493 - 9742 E.K. sayılı bozma kararı özetle;"...1)Davacılar ... ve arkadaşlarının çekişmeli taşınmazda katılan davacılardan ... ve ...’ın hisselerinin bulunmadığına dair temyiz itirazları dosyadaki yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile doğrulanmadığından, davacılar ... ve arkadaşlarının vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince; tescil istemine konu taşınmaz, 1955 yılında yapılan kadastro çalışmasında fundalık niteliğiyle tespit dışı bırakılmıştır. Bu tür davaların başarıya ulaşabilmesi için imar ve ihya işleminin tamamlanmasından sonra en az 20 yıl süre ile koşullarına uygun olarak zilyet olunması gerekmektedir. Mahkemece, davacılar lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini belirlemekten uzak olduğu gibi; hüküm vermeye de yeterli bulunmamaktadır. Bir arazinin kullanım süresi, niteliği ile üzerinde imar ve ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Davacılar imar ve ihya olgusuna da dayandığına göre, imar ve ihya işleminin eksiksiz olarak araştırılması gerekir. Dosyada, imar ve ihyanın sürdürülüş şekli, başlama ve tamamlanma tarihleri araştırılmamıştır. Ayrıca, hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın tahdit haritasına göre konumu, orman kadastro haritası üzerine aplike edilerek gösterilmemiş, tahdit haritasıyla irtibatlı kroki düzenlenmemiş, keşifte yerel bilirkişi marifetiyle orman kadastro noktaları zeminde tespit edilmemiştir. Bu haliyle uzman bilirkişinin orman tahdit haritasını ve tutanaklarını nasıl uyguladığı net olarak anlaşılamamaktadır.
    Ayrıca, yine ziraat ve orman bilirkişileri tarafından taşınmazın eylemli durumu, çevre parsellerin nitelikleri, orman bütünlüğünü bozucu nitelik taşıyıp taşımadığı hususları ve yukarıda vurgulandığı üzere imar ve ihya olgusu somut olarak irdelenmemiştir.
    O halde, sağlıklı sonuca varılabilmesi için, en eski tarihli memleket haritası ve bu haritanın üretildiği hava fotoğrafı, varsa amenajman planı ve davanın açıldığı 18.06.2002 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait ( 1972-1982 yılları arası ) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları ile çekişmeli taşınmaza komşu olan bütün çevre parsellerin kadastro tutanakları ve dayanağı belgeler bulundukları yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memuru ve bir ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması hakkındaki yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak özellikle 54, 55 ve 56 orman sınır noktaları belirlenmeli, yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renklerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, yine çekişmeli taşınmazın öncesinin en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K. 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün
    ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; üzerinde bulunan zeytin ve diğer ağaçların yaşı, cinsi, sayısı tespit ettirilmeli; zeytin ağaçlarının dikme mi, yoksa delicelerin aşılanması sonucu mu meydana geldiği açıklattırılmalı, eğimi %12"den fazla olan fundalık ve makilik yerlerin 6831 sayılı Kanunun 1/j maddesi gereği toprak ve orman muhafaza karakteri taşıması nedeniyle orman sayılacağı düşünülmeli, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya dayalı gösterecekleri bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın yeri davanın açıldığı 18.06.2002 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1972-1982 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarında gösterilmeli, daha sonra niteliğinin, imar ve ihyanın tamamlanma tarihinin, kullanım süresinin ve ne zaman kullanılmaya başladığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve diğer bilirkişi sözleri bu bilirkişi raporuyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde imar ve ihya işlemlerinin başladığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve davacı tanıkları 6100 sayılı HKM"nın 243 ve 244. (1086 sayılı HUMK. m.258) maddeleri uyarınca keşif mahalline davetiye ile çağrılmalı, uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olması nedeniyle HMK"nın 259 ve 290/2. maddeleri gereğince yerel bilirkişi ve tanıklar mümkün olduğunca taşınmaz başında dinlenmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı (HMK"nın 261. maddesi), çevre parseller keşifte yerine gereği gibi uygulanmalı, sözü edilen belgelerin dava konusu taşınmazı nasıl sınır gösterdiği saptanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi sözlerini denetleme ve keşfi izleme olanağı sağlayan kroki tanzim ettirilmeli ve bu yolla taşınmazın önceki niteliğinin, imar ve ihya koşullarının, davacıların zilyetliğinin başlangıç tarihinin belirlenmesine çalışılmalıdır..." gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, (A) harfi ile işaretli 1937,68 m2 taşınmazın davacılar ve katılanlar adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine, Orman Yönetimi ve Ölüdeniz Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmekle tekrar bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/12/2014 gün ve 5995E.-10310K. sayılı bozma kararı özetle; ..."Bozma kararı üzerine yapılan 29/04/2013 günlü keşif sonunda hazırlanan uzman bilirkişi raporunda, tescile karar verilen taşınmaz bölümlerinin kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı doğru olarak belirlenmiş ise de; resmî belgelere göre yapılan araştırma ve inceleme çelişkili ve yetersizdir. Şöyle ki; ziraat uzmanı tarafından taşınmazın eğiminin % 7-8 olduğu ve üzerinde 13-30 yaş arası 15 kadar dikme zeytin bulunduğu açıklanmış, orman bilirkişiler ise 1939, 1972 ve 1992 tarihli hava fotoğrafında iğne yapraklı ağaç, bunlardan üretilen 1963, 1978 ve 1995 tarihli memleket haritalarında ise çalılık niteliğinde olduğunu açıklamışlardır. Oysa bir taşınmazın niteliği; gerçeğin bir resmi olan hava fotoğrafları ile gerçeğin modeli olan memleket haritalarında farklı farklı olamaz. Yine bozma kararından önce, Dairenin geri çevirme kararı üzerine alınan ek raporda taşınmazın resmî belgelerdeki niteliği “ince yapraklı ve dallı meyva ağacı” olarak açıklanmıştır ve bu açıklamaların her birinin hukukî sonucu farklı olacaktır. Şöyle ki; taşınmazın öncesi itibarıyla çalılık olması halinde eğimin düşük olması nedeniyle, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesine göre orman sayılmayacağı, iğne yapraklı ağaç olması ve bu ağaç türünün de orman ağacı olduğunun belirlenmesi halinde, orman sayılan yerlerden olacağı, ancak, usûlünce yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda taşınmazın üzerindeki ağaçların orman ağacı değil de meyve ağacı olduğunun belirlenmesi halinde ise orman sınırları dışında bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl geçtiğinden bu hali ile zilyetlikle kazanılabileceği açıktır.
    O halde mahkemece, üç orman bilirkişi, bir ziraat uzmanı ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, daha önce incelendiği bildirilen 1939, 1972 ve 1992 tarihli hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, taşınmazın hangi kesiminde eğimin ne kadar olduğu klizimetre ile belirlenmeli, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinin karşıt kavramına göre yüksek eğimli çalılık karakterdeki yerlerin orman sayılacağı düşünülmeli, taşınmazın eğimi düşük kesimleri bakımından, öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, ziraat uzmanı bilirkişiden zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı, üzerindeki ağaçların
    sayısı, yaşı, taşınmazdaki dağılımı, baskın ağaç türünün ne olduğu konusunda bilimsel verilere dayalı, açıklayıcı krokili rapor alınmalı, bundan sonra toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir..." şeklindedir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, zilyedlik koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 16.03.1978 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, daha sonra 19.04.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması, 07.04.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. madde uyarınca yapılan düzeltme işlemi, 26.04.2006 tarihinde ilân edilerek, eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1955 yılında yapılıp sonuçları 21.03.1956 - 20.04.1956 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1480 TL"nin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 14/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi