23. Hukuk Dairesi 2014/8665 E. , 2015/678 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların murisi ...ın kooperatife olan borçlarından dolayı mirasçıları aleyhine... İcra Müdürlüğü"nün 2013/71 sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, ancak davalılarca takip dosyasına haksız yere itiraz edilmesi sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve takip konusu alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, borcun konusunun 31.10.2000 tarihli kooperatiften çekilen para ile ilgili olduğunu, aradan onüç sene geçtiğini, borcun zamanaşımına uğradığını ve ayrıca davanın diğer mirasçılara da bildirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemlerdir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; takip konusu borcun dayanağının 1719 no"lu senet olduğu, kefillerin 28.10.2003 tarihinde kısmî ödeme yaparak zamanaşımı süresini kestikleri, davalıların sadece 450,00 TL"lik asıl borçtan sorumlu oldukları gerekçesiyle, itirazın 450,00 TL"lik miktar yönünden iptaline, icra inkâr tazminatı talebinin ise reddine karar vermiştir.
Karar, davacı vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kooperatif üyesi olan muris ...k"ın borçlarının ödenmemesi sebebiyle mirasçılarının bir kısmına karşı yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1- 5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2014 yılı için 1.890,00 TL’dir.
Dava dilekçesinde, itirazın iptali ile devam edecek icra takibinde 3.872,95 TL"nin tahsili istenilmiş olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, yukarıda anılan madde hükmüne göre davalı yönünden temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalıların isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-818 sayılı BK"nın 84. maddesi (6098 sayılı TBK"nın 100. maddesi) uyarınca, ödemelerin öncelikle gecikme faizinden mahsup edilmesi gerekir. Somut olayda, davacı kooperatif ile davalı arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca ödemelerin kesin vade olarak belirlenen 30.09.2001 tarihinde yapılması gerekirken, 24.04.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda da gösterildiği üzere birkısım ödemelerin bu tarihten sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, kesin vadeden sonra yapılan 06.01.2003 tarihli 150,00 TL, 10.02.2003 tarihli 150,00 TL ve 21.07.2003 tarihli 300,00 TL"lik ödemelerin öncelikle alacağın fer"ilerinden, artan miktar olursa anaparadan düşülmesi suretiyle hesap yapılarak davalıların takip tarihi itibariyle borçlu oldukları miktarın tespiti gerekirken, anaparadan düşülerek hesaplama yapılması doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş; az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişiden gerekçeli, denetime elverişli ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmekten ibarettir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalıların temyiz itirazlarının reddine, (2) bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davalılardan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.