Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1506
Karar No: 2014/825
Karar Tarihi: 23.01.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/1506 Esas 2014/825 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2013/1506 E.  ,  2014/825 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 04/10/2012
    NUMARASI : 2010/86-2012/154

    Davacı K.. Ç.. vekili Avukat ..K.. tarafından, davalı A. K. aleyhine 15/04/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve tebligat gideri verilmediğinden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin tümden kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalı ile çalıştığı genelevinde tanıştığını, davalının kendisini bekar olarak tanıttığını, davalı ile evlenip çocuk sahibi olmak istediğini, davalının da bu yönde vaatlerde bulunduğunu, davalıya güvenerek işinden ayrıldığını, Ankara"da bulunan üç adet evini davalının sattırdığını, satıştan gelen paraları davalıya verdiğini, davalının kendisine ticari taksi ve taksinin çalışacağı iki adet yolcu hattı aldığını, N.Kokoreç isimli işyerini açtığını davalının maddi isteklerinin bitmediğini, kendisi ile evlenmediğini, 24/12/2009 tarihinde davalının eşi olduğunu öğrendiği bir bayanın kendisine hakaretlerde bulunduğunu, davalının da tehdit ve hakarette bulunduğunu, bu süreçte davalının hesabına para yatırdığını, elden para ve altın verdiğini, manevi olarak da çok yıprandığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalı ise, davacı ile genelevinde tanıştığını, davacı ile uzun süre müşteri ilişkisi şeklinde ilişkilerinin devam ettiğini, davalıdan evli olduğunu hiç bir zaman saklamadığını, davacının devamlı müşterisi olduğu için davacının kendisini evinde de kabul ettiğini, davacının kendisi ile evlilik beklentisinin bulunmadığını, ancak kendisinden bir çocuk sahibi olmak istediğini, hastane kayıtlarında eşi olarak görülmesini istediğini, ilişkilerinin bu şekilde devam ettiğini, davacının Ankara"da sattığı evlerin parası ile Aydın"da gayrimenkul ve araba aldığını, davacıdan para ve altın almadığını, davacı tarafından yatırılan paranın önceden verilen borcun iadesine ilişkin olduğunu, davacıyı evlilik vaadi ile kandırmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davalının, davacıyı evlenerek çocuk yapmak için kandırdığı gerekçesiyle maddi tazminat isteminin kısmen, manevi tazminat isteminin tümden kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından; davacının iddia ettiği eylemlerle ilgili davalı hakkında dolandırıcılık suçundan takipsizlik kararı verildiği, davacının tanık beyanları ile de davalının haksız fiilini ispat edemediği, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin başlayıp devam etme şekli ve süreci de dikkate alındığında davacının evli olduğunu bildiği ve de bilebilecek durumda olduğu, davalı ile ahlaka aykırı bir ilişki içinde bulunduğu, bu nedenle Borçlar Kanunu"nun 65. maddesi gereğince verdiği şeyleri geri isteyemeyeceği, reşit bir kişi olarak davalı ile ilişki kurduğu, davalının manevi tazminatı gerektirecek bir eyleminin de ispat edilmediği hususları dikkate alındığında davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/01/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI
    Davacı genelevde çalışırken davalıyla tanışmış, davalının tekliflerine inanarak ve kanarak birikimlerini ona teslim etmiştir. İlk derece mahkemesinin kabulüne göre davalı evli olduğunu davacıdan gizlemiş ve davacının ekonomik birikimini ele geçirmiştir. Genel hayat tecrübelerime göre evlenecek olan kişilerin geleceğe ilişkin aile ekonomisinin yönetimi konusunda birbirlerine mal varlığı devirleri sıradan insanların ekonomik ilişkilerinde olduğu gibi sıkı şekil şartlarına bağlı değildir. Nasıl eş olma ve dolayısıyla aile olma inanç ve güvene dayalı ise ailenin maddi değerlerinden olan ekonomisini yönetmek ve yatırımlarını yönetmek üzere de eşler arasında mal devri mal kullanma her zaman geçerlidir. Şu halde ilk derece mahkemesinin kabulü itibariyle davacının davalı tarafın bu şekilde kandırılıp dolandırıldığı anlaşılmaktadır.
    Somut dosya bilgi ve belgelerine göre davalı kusurludur. Çoğunluk görüşü de davalının kusurlu olduğunu kabul etmektedir. Ancak çoğunluk görüşü davacının davalının evli olduğunu bilebilecek durumda olduğunu ve bilmesi gerektiği esasını benimsemiş ve sırf davacı reşit bir kişi olduğu için ve bu haliyle ilişkiye girdiği için haksız fiilin gerçekleşmediği esasıyla davanın reddi gerektiğini belirtmiştir. Bu durumda çoğunluk görüşü çelişmektedir. Ayrıca böyle bir görüş benimsenirse dolandırıcıların haksız fiilden sorumlu tutulmaları olanaksız hale gelecektir. Zira dolandırıcılıkta veya kandırmada ve bu yöntemler kullanılarak ekonomik yarar elde etmede asıl olarak davalının davacıyı kandırıp kandıramadığı önemlidir. Davalı amacını gerçekleştirdiğine göre davacı kandırılmıştır. Bu durumda da haksız fiil eylemi tam anlamıyla gerçekleşmiştir. Bu yönde ilk derece mahkemesinin sorunun esası hakkındaki tespiti doğrudur ve yerindedir. Kararın o nedenle onanması gerekirdi.
    Davanın konusunun Birleşmiş Milletler CEDAW Sözleşmesi hükümleri açısından da ele alınması gerekmektedir. Söz konusu sözleşme kadınların insan hakları ihlallerini yasaklayan bir sözleşme olup Türkiye Cumhuriyeti"de bu sözleşmeye taraftır. Sözleşmenin ana noktası şudur ki kadınlar salt kadın olduğu için sömürülmemeli ve devletler bu içerikteki sömürülmeleri önlemek için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar. Kuşkusuz devletler bu tür sömürmeyi önlemek için anayasal organlarının uygulamalarını hayata geçirmek zorundadırlar. Somut dosya açısından bu anayasal organ yargıdır ve davacının düştüğü durum katıksız bir cins ayrımı, aynı şekilde en yoğun cinsel sömürü örneği teşkil etmektedir. Bu denli bir cinsel sömürüyü önleyemeyen devlet ve anayasal organlar adı geçen sözleşme hükümleri karşısında mahkum edilecektir. Somut dosyada davalının kötü niyeti ve kusuru açık olmasına rağmen ve hukukun evrensel kurallarından olan "hukuk kötü niyeti korumaz" (MK 2), "hiç kimse kusuruna dayanarak hak elde edemez" kurallarının da çok somut bir şekilde bu davada ihlal edildiği kanısındayım. Bu nedenle çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 23/01/2014

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi