Esas No: 2020/212
Karar No: 2022/446
Karar Tarihi: 05.07.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/212 Esas 2022/446 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2020/212 Esas
KARAR NO : 2022/446
DAVA : Menfi Tespit-İstirdat
DAVA TARİHİ : 10/09/2015
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
YAZIM TARİH : 06/07/2022
DAVA:Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 20/08/2015 tarihinde yapılan anlaşma gereğince davalı şirketin müvekkili şirkete satıp teslim edeceği akaryakıta istinaden müvekkili tarafından davalıya ... Banası Atisan Sanayi Sitesi/Ankara Şubesine ait, Ankara keşideli, 16/09/2015 ödeme tarihli 400.000,00 TL ve 30/09/2015 ödeme tarihli 400.000,00 TL olmak üzere toplamda 800.000,00 TL'lik iki adet çek verilerek bağlantı yapıldığını,
Yapılan anlaşma ve verilen çekler doğrultusunda davalı şirket tarafından müvekkili şirkete akaryakıt sevkiyatı yapılmayarak müvekkili şirketin mağdur edildiğini, bu hususun taraflara ait ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde anlaşılacağını belirterek, davaya konu çeklerde dolayı müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş,
Dava derdest iken dava konusu çeklerin 16/09/2015 ve 30/09/2015 tarihlerinde ödenmek zorunda kalındığı ifade edilip ödemeye ilişkin dekontlar da sunularak söz konusu çek bedellerinin davalı şirketten istirdadı talep edilmiştir.
CEVAP:Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya akaryakıt satıp teslim etmemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, dava konusu çeklerin dava dışı ... Oto Nakliyat Petrol Ürünleri İnş. Gıda ve Turz. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkili şirkete teslim belgesi ile teslim edildiğini, dava dışı şirketin davacıdan alacaklı olup müvekkili şirkete borçlu olduğunu ve müvekkiline olan borcunu davacıdan aldığı çeklerle ödediğini, bu duruma ilişkin olarak müvekkili şirket ile dava dışı şirket arasında 14/08/2015 tarihli belgenin imzalandığını, bu nedenle davacı şirket tarafından keşide edilen çeklerde alacaklı olarak müvekkili şirketin gösterildiğini, sonrasında bu durumun kötü niyetli olarak kullanılarak müvekkili tarafından kendileri ile yapılan anlaşma gereği müvekkili şirketin davacıya akaryakıt satma konusunda anlaştığı ve akaryakıt teslimi yapılmadığı iddiasında bulunulduğunu, oysa ki böyle bir durumun söz konusu olmadığını,
Davacının hiçbir yazılı anlaşma yapmadan 800.000,00 TL tutarındaki çekleri bir mal alım satımı için müvekkiline teslim etmesinin düşünülemeyeceğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.
CEVABA CEVAP: Davacı şirket vekili 11/12/2015 tarihli cevaba cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin davalı şirkete yargılamaya konu çeklerden dolayı borcu bulunmadığının davalı tarafından da kabul edildiğini, davalı tarafın senede karşı senet ispat kuralı gereği müvekkili şirketin borçlu olmadığının yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini iddia ettiğini, davalı tarafın cevap dilekçesinde de görüleceği üzere müvekkili şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığının davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde de ikrar edildiği ifade edilerek davanın kabulü talep edilmiştir.
Davalı şirket vekilince 04/01/2006 tarihinde sunulan 2.cevap dilekçesinde, davacı tarafça sunulan cevaba karşı cevap dilekçesinde iddia olunduğu gibi davacının müvekkiline yargılamaya konu çeklerden dolayı borcunun bulunmadığı hususunda taraflarınca bir kabulünün bulunmadığını, davacı tarafın cevaba cevap dilekçesi ile dava dilekçesindeki talep sonucunun değiştirilmesinin hukuken mümkün olmadığı gibi taraflarınca da bu duruma muvafakatlarının bulunmadığını, ispat yükü kendisinde olan davacının yerinde olmayan beyanlara ispat yükünü değiştirmeye çalışmasının haklı olmadığını, cevap dilekçesindeki açıklamalara davacı tarafça cevap verilmemiş olmasının da kötü niyet göstergesi olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
GEREKÇE:
Dava, başlangıçta temel ilişkiye dayalı olarak avans olarak verilen çeklerin bedelsizliği nedeniyle borçsuzluğun tespiti talep edilmiş iken, davalı savunması sonrası çekler nedeniyle taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı iddiasına dayanılmasının HMK 29.maddesi gereğince davanın dayanağı olan vakalara ilişkin açıklamaların gerçeğe uygun yapılması yükümlülüğüne aykırılık teşkil edip etmediği, lehtar hanesi açık olarak verilen çeklerin, çekleri alan tarafından kendi isminin yazılıp yazılamayacağı, davalının çeklerin bedelsizliğini bilebilecek kötü niyetli hamil olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Taraflarca delil olarak dayanılan çek örnekleri, davanın istirdada dönüşmesine dayanan çeklere ilişkin ödeme belgeleri ve diğer belgeler dosyaya sunulmuş, yazılan müzekkereler ile temin edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu 27/12/2016 tarihinde, taraflar arasında dava konusu edilen iki çek yönünden ticari ilişkinin bulunmadığını saptanması ve davanın da münhasıran "çeklerden ötürü borçlu olunmadığının tespitine" ilişkin bulunması sebebiyle davacının dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili şeklinde, davanın kabulüne ilişkin verilen karar,
Davalı yanın istinaf başvurusu üzerine Ankara BAM 22.Hukuk Dairesinin 2017/1377 esas 2018/242 karar sayılı 23/02/2018 tarihli ilamı ile,
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde; davalı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında akaryakıt alım satımı için avans olarak davalıya iki adet çek keşide ederek verdiğini; davalının mal teslimini yapmaması nedeniyle, bedelsiz kalan çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Dava konusu çeklerde davacı şirket keşideci davalı lehtar hamil konumundadır. Çeklerdeki imza davacı tarafından kabul edilmektedir. Bu yönde bir anlaşmazlık yoktur.
Davalı şirket vekili; müvekkilinin çekleri dava dışı ... Oto Nak. Ltd.Şti.'den teslim aldığını çeklerdeki lehtar hanesine müvekkilinin adının yazıldığını, müvekkiliyle davacı arasında akaryakıt alım satım ilişkisinin bulunmadığını, iyiniyetli hamil olduğunu savunmuş, davacı şirket vekili bu savunma karşısında cevaba cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiasının tam tersi olarak bu kez müvekkili şirketle davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davalı tarafından bu durumun ikrar edildiği, keza müvekkili ile davalıya ait ticari defter kayıtları incelendiğinde herhangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığının açık bir şekilde ortaya çıkacağı iddiasında bulunmuştur.
Bu durumda her iki tarafın beyanına göre taraflar arasında çekler nedeniyle ticari ilişki bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Mahkemece taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, davanın da münhasıran çekler nedeniyle borçsuzluğun tespitine ilişkin bulunması nedeniyle davacının dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve çeklerin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de olayda uygulanması gereken 6102 sayılı TTK 'nın 778 maddesi yollamasıyla 680. maddesine göre açık ticari senet eksik unsurları tamamlanınca sanki baştan beri eksiksiz doldurulmuş gibi işlem görür, açık ticari senette keşideci ile senedi elinde bulunduran arasında yapılan anlaşma ile eksik unsurların doldurulması senedi teslim edilen kişiye bırakılmıştır.
Bir kambiyo senedinin ibraz anında zorunlu unsurlar eksikse, artık açık bir senet değil, eksik bono, poliçe veya çek söz konusudur. Tarafların anlaşmaları sonucu çeklerin lehdar hanesinin açık bırakılarak bir başkasına tevdii mümkündür. Bu durumda, senedi alan kişi lehdar hanesi kendi adını yazabileceği gibi isterse yine lehdar hanesi açık olarak başka bir kişiye vererek açık kısmının o kişi tarafından doldurulmasına imkan sağlanabilir.
Nasıl ki borçlu açık poliçenin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu (kesin delil ile) ispat yükü altındaysa, senedin eksik olarak düzenlendiğini, dolayısıyla ortada geçerli bir kambiyo taahhüdü bulunmadığı hususu da bunu öne süren kişi tarafından ispat edilmelidir. Acaba, eksik unsurları sonradan doldurulan bir kambiyo senedinde, kendisinden senet bedeli talep edilen kişi, ortada geçerli bir kambiyo senedinin bulunmadığını, eksik bir bono, poliçe veya çekin söz konusu olduğunu iyiniyetli hamile karşı öne sürebilir mi? Senede imzasını koyan kimsenin yarattığı tahrif tehlikesinden dolayı (zira bazı zorunlu unsurlar unutulmuştur ya da bilinçli olarak eksik bırakılmıştır) iyiniyetli hamile karşı sorumlu olacağını kabul etmek gerekir.
TTK`nun 680. maddesine göre açık poliçe düzenlenmesi mümkündür. Kambiyo senedinin, kambiyo senedini düzenleyen ile hamil arasındaki anlaşma hilafına düzenlendiğini ispat külfeti ise senedi düzenleyene aittir.
Çek mahiyeti itibarıyla bir "ödeme" vasıtasıdır. TTK 680. maddesinde;"Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası, hamile karşı ileri sürülemez. Meğer ki hamil poliçeyi kötü niyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında kendisine karşı ağır bir kusur isnadı mümkün bulunsun" hükmünü içerir.
Bu madde sözleşme özgürlüğüne uygundur. Bu hükümle artık borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz. Kuralını koyan BK.`nun 19/2. maddesi ile aynı paraleldedir. tamamen doldurulmayan senedin verildiği kişinin önemi yoktur. Senedin lehtar hanesine verildiği kişinin adının yazılabileceği gibi başka bir kişinin de isminin doldurulması da mümkündür. Önemli olan senedin boş bırakılan kısımlarının aradaki anlaşmaya uygun doldurulup doldurulmadığıdır.
Eksik unsurları sonradan tamamlanan kambiyo senedinin ikinci koşulu borçlu ile lehtar arasında bir anlaşma yani sözleşmenin varlığıdır. Senedin tarafları arasında noksanlıkların tamamlanması yönünde bir anlaşma yoksa eksikliğin tamamlanması mümkün değildir. Bu sözleşme açık veya örtülü olabileceği gibi sözlü yahut yazılı olabilir. Ancak ilerde çıkması muhtemel uyuşmazlıkların çözümü bakımından yazılı olmasında yarar vardır.
Kambiyo senedinin keşidecinin arzu ve verdiği yetkiye uygun olarak doldurulduğu karine olarak kabul edilir. Eksik unsurları bulunan senedin altına imzasını atan kimse, metnin kendi arzusu dahilinde doldurulmadığını iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri süremez. Senedin özel anlaşmaya ve verilen yetkiye aykırı olarak doldurulduğu hususu beyaz imza sahibi ile senedi eksik olarak alan lehtar (hamil) arasındaki def`i veya dava yolu ile dermeyan edilebilir. Senedin anlaşmaya ve verilen yetkiye aykırı olarak doldurulduğu hususundaki iddianın ispatı borçlusuna (keşideciye) aittir.
Yukarıda açıklandığı üzere TTK.`nun 680. maddesine göre düzenlenen kambiyo senedinin aradaki anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiğini ispat külfeti çeki keşide edene aittir.
Somut olayda, avans olarak verilen çekler karşılığı akaryakıt tesliminin yapılmayarak çeklerin bedelsiz bırakıldığı iddiasına dayalı açılan menfi tespit davasında; davalının, çekleri dava dışı ... Oto Nak. Petrol Ürn. İnş. Gıda ve Turz. San. Tic. Ltd.Ş.' den alarak lehdar hanesine kendi ismini yazdığını açıklaması karşısında, davacının da başlangıçta temel ilişkiye dayanarak açtığı davayı cevaba cevap dilekçesiyle; HMK.'nın 29/1. maddesi hükmüne aykırı olarak davanın dayanağı vakıalardan farklı olarak taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı iddiasına dayandırmış iddianın bu niteliği gözetildiğinde ispat külfetinin davacıda olduğu, lehtar hanesinin boş olup olamadığı, sonradan anlaşmaya aykırı doldurulup doldurulmadığı, davalı ile ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı hususlarının yazılı delille kanıtlanması gerekmektedir.
Davacı keşidecinin, davalı hamile karşı ancak TTK'nun 687. maddesinde yazılı koşullarla def'ilerini ileri sürebilir. İspat külfeti davacıda olup, davacının öncelikle çekleri davalıya verip vermediği aralarında temel ilişkinin bulunup bulunmadığı, davalı dışında başkasına verilmesi halinde davalının lehtar hanesine adının yazılmasının anlaşmaya aykırı olup olmadığı ve davacının öncelikle çekleri verdiği kişiye borçlu olmadığını bildiği, davalı hamilin ayrıca çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin kanıtlaması gerekir. Tüm bu hususlar göz önüne alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; tarafların iddia ve savunması çerçevesinde, işin esasına etki edecek delilleri toplanarak, oluşacak sonuca göre çeklere ilişkin değerlendirme yapılması gerekirken, ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek eksik ve yetersiz, incelemeyle sonuca gidilerek hüküm kurulması HMK'nın 353/(l)-a.6 maddesi anlamında delillerin hiç toplanmadığı ve değerlendirilmediği sonucuna ulaştırmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme bu aşamada, ispat yükünün yanlış tayini nedeniyle ihtilafın esası hakkında toplanmış bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle; HMK'nın 27. maddesi anlamında hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliği (Tolga Akkaya İstinaf sayfa 328, Hukuk Muhakemesinde İstinaf El kitabı sayfa 71) ve istinaf incelemesinin öncelikle denetim incelemesi olduğu ve iki dereceli yargılama sistemi esası (H. Pekcanıtez Usul cilt 3 sayfa 2272) gözetilerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, taraflar arasındaki ilişkinin ispatı kapsamında toplanması gereken hiç bir delil toplanmamış olarak kabul edildiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, tarafların davanın esası ile ilgili delilleri toplanarak ve değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine,
Şeklinde karar verilmek suretiyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Dosyanın mahkememize intikali sonrasında yeniden taraf teşkili yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı ... Petrol Ürn. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle talimat mahkemesi aracılığıyla mali müşavir Türkan Yılmaz'dan aldırılan 25/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirkete ait ticari defterlerin usulünce tutulmakla sahibi yararına delil olma özelliği taşıdığı,
Davacı şirket ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu gösterir bir kayıt olmayıp, davalı ... Petrol Ürn. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı ... Oto Nak. Petrol Ürn. İnş. Gıda ve Turz. San. Tic. Ltd. Şti. arasında 120.01.235 alıcılar muhasebe hesap kodu altında takip edilen kayıtların bulunduğu, dökümü yapılan ve tablo halinde gösterilen cari hesap ekstresine göre, 10/09/2015 olan dava tarihine kadar davalı şirketçe dava dışı şirkete kesilen faturalar toplamının 2.586.128,80 TL, davalı şirketçe dava dışı şirketten alınan çeklerin toplamının 5.040.000,00 TL, davalı şirketçe dava dışı şirkete gönderilen havale toplamının 1.000.000,00 TL, davalı şirketçe dava dışı şirketten alınan sipariş avans toplamının 11.000,00 TL, davalı şirketçe dava dışı şirkete verilen çeklerin toplamı 664.871,20 TL olduğu,
Dava konusu yapılan 16/09/2015 ve 30/09/2015 keşide tarihli 400.000,00 er TL bedelli iki adet çekin davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlarda yer aldığı, çeklerin verildiği tarih itibariyle dava dışı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu tespiti yapılmıştır.
Mahkememizce atanan mali müşavir bilirkişi ... tarafından önceki rapor da değerlendirilmek kaydıyla, davacı şirket ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle rapor tanzimi için görevlendirilmesi sonrasında düzenlenen 02/02/2022 tarihi raporda,
Davacı ... ... Ltd. Şti.'nin ticari defter ve kayıtlarının şirket elemanı ...'in şirketin gayri faal durumda olması nedeniyle sadece 2015 yılı ticari defterlerinin ibraz edilebildiği, muavin defter çıktısına göre iki adet çekin 20/08/2015 tarihinde davalı şirkete teslim edilmiş şeklinde kaydının yapıldığını, davalı şirket ile ilgili öncesinde ve sonrasında başkaca bir kayıt bulunmadığını, rapor tanzimi için gerekli ticari defter ve kayıtların şirket elemanları ile yapılan görüşmelere karşı incelemeye sunulmadığını,
Davacı şirket defter kayıtlarına göre davacı ... ... Ltd. Şti. ile dava dışı ... Oto Nak. Petrol Ürn. İnş. Gıda ve Turz. San. Tic. Ltd. Şti. arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, davacı şirket kendi defterlerine göre 2015 yılı sonu itibariyle dava dışı ... Oto Nak. Petrol Ürn. İnş. Gıda ve Turz. San. Tic. Ltd. Şti.'nden 940.499,00 TL alacaklı olduğu tespiti yapılmış,
Rapora yönelik davacı vekilinin itirazları sonrasında 30/05/2021 tarihli ek rapor düzenlenmiştir.
İddia, savunma, dayanılan deliller, Ankara BAM 22.Hukuk Dairesinin 2017/1377 esas 2018/242 karar sayılı 23/02/2018 tarihli ilamı, bilirkişi rapor ve ek raporları ile dosya kapsamı bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ve davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, dava konusu iki adet çekin davacı şirket tarafından keşide edildiği, lehtar hanesinde davalı şirketin isminin bulunduğu, davalı şirketin usulünce tutulmakla sahibi yararına delil olma özelliği taşıyan ticari defter ve kayıtlarında söz konusu iki adet çeke ilişkin kaydın ve yine dava dışı ... Oto Nak. Petrol Ürn. İnş. Gıda ve Turz. San. Tic. Ltd. Şti. ile olan ticari ilişkisinin bulunduğunun anlaşıldığı,
Davacı şirket yetkililerince mahkememizce atanan bilirkişiye tam olarak ibraz edilmeyen ticari defter ve kayıtlarında dahi davacı şirketin dava dışı ... Oto Nak. Petrol Ürn. İnş. Gıda ve Turz. San. Tic. Ltd. Şti.'ne 940.499,90 TL tutarında borçlu olduğu,
Davacı şirketin özellikle davalı şirket ile arasında ticari bir ilişki bulunmamasına karşın imzası inkar edilmeyen dava konusu iki adet çeki keşideci sıfatıyla imzaladığı, çeklerde lehtar olarak yer alan davalı şirketin söz konusu çeklerde lehtar olarak yer almasının sebebinin, davacı şirketin borçlu olduğu dava dışı şirket ile kendisi arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak tarafların anlaşması karşılığında 3.şirket yerine kendilerinin lehtar olarak yazıldığı savunmasının aksi ispat külfeti kendisinde olan davacı tarafça kanıtlanamamış olmakla, davanın reddi cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 13.662,00 TL harçtan çıkartılarak artan 13.581,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
Davalı tarafından yatırılan 40.986,00 TL bakiye karar harcının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davalıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT'si uyarınca hesaplanan 57.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. ..., davalı vekili Av. ...'ın (e-duruşma) yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2022
Başkan ...
¸
Üye ...
¸
Üye ...
¸
Katip
¸
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.