10. Hukuk Dairesi 2015/22396 E. , 2018/1731 K.
"İçtihat Metni".....
Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.08.2005 tarihinden itibaren kendisine malullük aylığı bağlanan davacının 29.03.2007-26.08.2013 tarihleri arasında muhtelif işyerlerinde çalışmasının tespit edilmiş olması nedeniyle bahsi geçen dönemlerde kendisine yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmakta olup istem, Kurum işleminin iptali ve yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yöneliktir.
1-506 sayılı Kanunun 58. maddesi, "Malûllük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 63"üncü maddenin (A) fıkrası hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, malullük aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak malûllük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya aylık bağlanması, kontrol muayenesi sonunda malullüğün devam ettiğinin anlaşılması şartına bağlıdır."
63-A maddesi, "Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken, sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte kesilir.
Yaşlılık aylıkları kesilenlerden yeniden çalıştıkları süre zarfında 78. maddeye göre prime esas kazançları üzerinden 73. madde gereğince prim alınır. Yaşlılık aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak yaşlılık aylığı verilmesi için yazılı talepte bulunan sigortalıya yeniden bağlanacak yaşlılık aylığı talep tarihini takip eden ödeme döneminden başlanarak ödenir..." düzenlemelerini içermektedir.
Buna göre, somut olayda yukarıda ifade edilen hükümlere göre, davacının ayrıca fiili çalışması olduğunun belirlenmesi karşısında davacıya bağlanan maluliyet aylığının kesilmesine ilişkin yasal koşulların oluştuğu gözetildiğinde, Mahkemenin bu yasal düzenlemeleri göz önüne almadan Kurumun yersiz ödenen maluliyet aylıklarını istirdadını “ceza” olarak nitelendirmek suretiyle ve başkaca bir gerekçeye dayanmadan davanın kabulüne karar vermiş olması isabetsizdir.
2-Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 96. maddesinin 1. fıkrasında, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmi dört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmi dört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.” hükmü öngörülmüştür.
Davalı Kurum tarafından tesis edilen dava konusu işlem yerinde ise de, geri ödemenin yukarıda ifade edilen 96. maddenin hangi fıkrası kapsamında yapılması gerekeceği hususunun Mahkemece araştırılarak hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece, yukarıda ifade edilen bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.03.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
.....