19. Hukuk Dairesi 2016/7680 E. , 2016/14180 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.... ile davalı vek. Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için giriştiği icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazinatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kendi defterlerine göre müvekkilinin alacaklı gözüktüğünü, davacının müvekkili tarafından gönderilen faturaları defterlerine işlemediğini ve noter kanalıyla iade ettiğini, davacının alacağını dayandırdığı belgeyi dava dosyasına ve takip dosyasına sunmadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılamada, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; davalı şirket tarafından davacı ve dava dışı Denizmar... satılıp teslim edilen malların ve bu iki şirket tarafından davalıya ödenen paraların tek hesap şeklinde değerlendirildiği, uzun yıllara sari ticari ilişki çerçevesinde mal-para mübadelesi sonucunda icra takip tarihi itibari ile davalı şirkete 30.000,00 TL fazla ödemesinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının takip dosyasında 30.000,00 TL"lik bölümüne yönelik haksız itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına ve % 40 icra-inkar tazminatına karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 14/01/2015 gün ve 2014/9429 E.- 2015/230 K. sayılı ilamı ile "raporlar arasında çelişki bulunduğu halde bu çelişki giderilmeden ve yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hüküm oluşturulmuş olması ve yerel mahkeme kararının yeterli bir gerekçeyi ihtiva etmemesi" gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak, davacı tarafından davalıya yapılan ödemelerin, davacı ve dava dışı şirketin üçüncü kişiler ile olan ilişkisinde tek hukukî kişilik olarak nitelendirilmesiyle dava dışı şirketten davalıya yapılan toplam ödeme tutarının (73.054,54 TL + 49.333,00 + 15.100,00 ) = 137.487,00 TL olduğu, bu tutarın davalının aynı çerçevede teslim ettiği malların bedelleri nedeniyle hakettiği 157.852,31 TL"den düşümü ile davalının davacıdan icra takip tarihi itibariyle 20.365,07 TL alacağının bulunduğu, dava dışı Denizmar İç ve Dış Tic Ltd Şti kayıtlarında 31.08.2008 keşide tarihli (10.000 Euro bedelli) Gemim Yatçılık çeki açıklamasıyla davalı aleyhine borç kaydı yapılan 19.084,00 TL"nin davalıya ödendiği farz edilse dahi bu durumda da icra takip tarihi itibari ile davalının davacıdan 1.281,07 TL alacağının bulunduğu, icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının bulunmadığı bilakis, borcunun bulunduğu anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararında özetle, bozmadan önceki yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğundan bahisle bu çelişkinin giderilmesi sonucunda varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira bozma kararından sonra oluşturulan bilirkişi heyeti raporundan davacı şirket ile dava dışı.... hakim ortaklarının aynı kişi olup tek elden yöneltildiği gerekçesiyle dava dışı şirketin defterleri de incelenerek görüş bildirilmiştir. Mahkemece bu yöndeki bilirkişi görüşü hükme esas alınmıştır. Somut olayda perdenin aralanması teorisinin uygulamasını gerektiren bir durum bulunmadığından sözü geçen şirketler farklı tüzel kişiliklere sahip olduklarından davanın tarafları ile sınırlı olarak inceleme yapılıp deliller bu çerçevede toplanıp değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 01/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.